"بقاءه" - Translation from Arabic to Turkish

• kalmasını
• kalması
• ayaktalar-
• bunalıma rağmen ikisi

Ülkede kalmasını sağlamanın tek yolu buydu.
كانت تلك الطريقة الوحيدة كي أضمن، بقاءه في البلاد

Onun o kadar kalmasını istiyorsan onu nasıl yatağa bağlayacağın konusunda bilgi birikimi kazan.
إذا كنتِ تريدين بقاءه لكل هذا الوقت، يستحسن بك تعلم طريقة حميمة لربطه إلى السرير.

Seni aldatan bir zenciyle birlikte yaşıyorsun bence onun sürekli evde kalmasını da istersin.
تبقين مع الشخص الذي خانكِ أراهن أنكِ تتمنين بقاءه في المنزل

Potansiyel tehlikeliliğine bakılırsa hastaneden ziyade adli bir birimde kalması gerekir.
درجة خطورته ستُرجح بقاءه في وحدة قضائية بدلًا من جناح بالمستشفى.

Eğer kullanırsanız anında kaldırılacaktır. Hem de belki esas kararla uyuşmamış olabilecek kişiler tarafından sonuca saygı gösterdikleri ve öyle kalması için çalışacakları için çünkü onlar kendi görüşlerinden daha büyük birşeye inanıyorlar.
وإذا فعلت فسيتم حذفها فوراً، يحذفها أناس ربما لم يكونوا متفقين مع القرار الأصلي، لكنهم يحترمون نتائج القرار، ويعملون من أجل بقاءه لأنهم يعتقدون في شئ أكبر من آرائهم الخاصة.

Hiçbirşey tahmin edemiyorum... fakat, bu kadar bunalıma rağmen ikisi de ayaktalar--
...لستُ أتنبأ بأىّ شىء لكن مُجرد بقاءه --لهذه الفترة الحاسمة

Reis diyor ki, onun canlı kalmasını tercih edermiş.
الزعيم يقول، إنه يفضل بقاءه حي

Vermedim, sinirlendi ve ilişkimizin bittiğini söyledi. Gitmek için ayağa kalktı. Sadece kalmasını istiyordum.
كنت اريد بقاءه لأنه قال لي انه مشـغول

Böyle kalmasını sağlamak da benim görevim.
و وظيفتي أنْ أحرص على بقاءه هكذا

Sırt üstü kalmasını sağlar mısınız?
هلاّ تأكدتي من بقاءه على ظهره؟

Okulun "müthiş kalması en muhtemel öğrencisi" seçilen sendin.
انت , انت تم التصويت لك على " الاكثر احتمال بقاءه رائع "

- Ailede kalması gerekiyor. - Muhtemelen haklısın.
يبدو أنه كان ينبغي بقاءه في العائلة - ربما معك حق -

Bu da onun kalması için bir miktar para.
وهذا المال مقابل بقاءه