Şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlardan biri yaklaşıyordu, beyaz peçesiyle kırmızı şapkalı bir kadın. | TED | اقتربت مني إحدى أروع وأجمل النساء اللاتي رأتهن عيني، بقبعة حمراء صغيرة وحجاب أبيض. |
Sen kovboy şapkalı bir şehir homosundan başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | و أنتم لستم أكثر من شواذ المدينه بقبعة راعى بقر |
Burada şapkalı bir adam var ve dans ediyor gibiler. | Open Subtitles | في هذه، يوجد رجل بقبعة ويبدو أنهم يرقصون |
Komik bir şapka giyip üzüm suyu gorilleri satmak için mi? | Open Subtitles | لاجل ان تقف بقبعة مضحكة و تبيع الغوريلا و عصير العنب |
Düşünün bir: İri, terli, dövmeli bir adam, üzerinde kovboy şapka ve pantolonu dövüş ringinde, ve arena tezahürat yapan fanlarla dolu. | TED | تخيل هذا: رجل ضخم متعرق وموشوم بقبعة وسراويل رعاة البقر، واقف في الحلبة بينما تشجعه الساحة المليئة بالمعجبين. |
Dinle sen hiç Lenin'i Kazak şapkasıyla gördün mü? | Open Subtitles | إستمعْ هل رَأيتَ أبداً صورة لينين بقبعة قوقازية؟ |
Bunu yazan çocuk, seni şapkan olsa da olmasa da kampa götürecektir. | Open Subtitles | الطفل الذى كتب هذه الكلمة قادر على ان ياخذك الى المعسكر سواء بقبعة ام بدونها |
Simsiyah kıyafetleri elinde tuttuğu simsiyah bir şapkası var. | Open Subtitles | أنه يرتدي ملابس سوداء و في بعض الأحيان يُمسك بقبعة سوداء |
ve rulet, şapkayla. Bunu fark bile etmezdiniz. | TED | بلا وعي، ستتصل حفلة موسيقية بفرشاة و اللعبة الدوارة ستتصل بقبعة. |
Herneyse, ben kullanıyordum, gözlüklü, şapkalı bir eyalet polisi bizi kenara çekti. | Open Subtitles | على أي حال، كنت أقود، ثم وقفنا جانب الطريق كان هناك ضابط شرطة بقبعة ونظارة شمسية |
3 kişi vardı. Bir çift el tutuşmuştu, şapkalı bir adam vardı, ve mavi bir araba park etmişti. | Open Subtitles | كان هنالك ثلاثة أناس، أثنان متشابكان الأيدي، و رجل عجوز بقبعة. |
Filmlerin şapkalı bir adamın keltoşun birinden kaçması olduğu zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | فيلمإثارةسريالي هل تتذكر عندما كان الفيلم كان عبارة عن رجل بقبعة, يهرب من رجل أخر أصلع؟ |
Neden cadı her zaman sivri uçlu şapkalı, süpürgeli, çirkin bir ihtiyar olmak zorunda? | Open Subtitles | لماذا دائماً الساحرة قبيحة و بقبعة و نظارة و عصا مكنسة؟ |
Minik silindir şapkalı bendim ve fazladan bir kaç sıra ilerlettim. | Open Subtitles | أتيت بقبعة صغيرة وحركتها حركتان للأمام. |
Kırmızı şapkalı bir bilge zamanında bana şöyle demişti... | Open Subtitles | رجل حكيم بقبعة حمراء , قال لي ذات مرة |
Püsküllü düz bir şapka ve gözlüklerle, şık bir şekilde gelmeni bekliyordum. | Open Subtitles | توقعته ان يعود بقبعة مستوية ذات شرّابة يلبس نظارة ويبدو عبقريا |
Giysinin tepesindeki bir şey, giysiye eklenmiş, kafayı örtüyor, ama şapka değil. | Open Subtitles | شيئٌ يُلبس فوق المعطف و هو مُلحق بالمعطف و يُغطي الرأس, لكنه ليس بقبعة. |
Yarın öbür gün karşıma alüminyum şapka takıp çıkmazsın, değil mi? | Open Subtitles | لا أحتاج القلق على ظهورك في العمل بقبعة قصديرية أليس كذلك ؟ |
Nicholas Faye'in şapkasıyla ne yapıyordun? | Open Subtitles | ما الذي تفعله بقبعة نيكولاس فاي؟ |
Umarım fötr şapkan yoktur. | Open Subtitles | من الأفضل ألّا تكون بقبعة رسمية |
Ben arkadaşımla değiş tokuş yaparak sahip olduğum Maskeli Kahraman şapkası ve gözlüğüyle orada duruyorum. | Open Subtitles | ها أنا ذا، بقبعة "الثائر المقنع" ونظارته والتي حصلت عليها من صديقٍ لي عن طريق صفقة مبادلة |
Ama ona benziyorsun, hele o çirkin şapkayla. | Open Subtitles | أنت تشبهه,و خاصة بقبعة الكلب القبيحة تلك. |
O kovboy şapkasına ne kadar bağlısın? | Open Subtitles | ما مدى تعقلك بقبعة رعاة البقر تلك؟ |
Kapüşonlu ceket giyen bir adam yangın merdivenlerindeki güvenlik kameralarını sprey boyayla boyamış. | Open Subtitles | رجل يرتدي سترة بقبعة دخل من سلم الخدمة وغطّى العدسات بطلاء الرذاذ |