"بقبو" - Translation from Arabic to Turkish

    • bodrumunda
        
    • bodrumda
        
    • bodrum
        
    • bodrumuna
        
    • mahzeninde
        
    • mahzeninin
        
    Pederin bodrumunda bulduğumuz cesetle ilgili yeni bir şeyler bulabildin mi? Open Subtitles هل هناك معلومات جديدة حول الجثة التي وجدناها بقبو الكاهن؟
    bodrumunda 20 tane bağlı ceset bulmamızdan hemen önce kaçtı. Open Subtitles لقد هرب من منزله مباشرة قبل أن نجد 20 جثة مُقيّده بقبو منزله
    Lanet olası randevunun boktan bir bodrumda olduğunu söylemedin. Open Subtitles لم تقل ولا كلمة لعينة بأنّ اللقاء سيجري بقبو لعين
    Üretim amacıyla kullanılan bir bodrumda olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قال بأنه بقبو أحد المباني في مكانٍ ما
    Gerçek olan onun çocuğunu taşıyor olmasıydı ve kadını öldürüp bodrum katına gömdü. Open Subtitles الحقيقة الصحيحة هي أنها كانت حامل بطفله الغير شرعي لذا قام بقتلها و بعدها دفنها بقبو منزله
    Sen yerleştirdin... Duxbury'nin bodrumuna eroini sen koydun. Open Subtitles أنت من قام بزرع (الهيروين بقبو منزل (دكسبوري
    Grand Otelin mahzeninde silahlı misafirler varmış. Open Subtitles يوجد بقبو الفندق الكبير ضيوف مسلحين
    - Kızın, Ian denen çocuk ve başkanın oğlu, şarap mahzeninin girişine barikat kurdular. Open Subtitles والشقي مفتعل المشاكل يختبئون بقبو النبيذ وبحوزتهم مسدس
    Buldum. Federal mahkemenin alt bodrumunda. Open Subtitles وجتة إنه محتجز بقبو المحكمة الفيدرالية
    Hançeri Elijah'ı öldürmekte kullandılar. Salvatore'ların bodrumunda ölü şekilde yatıyor. Open Subtitles لقدّ تم إستخدام الخنجر لقتل (إيلاجا) ستجده بقبو آل (سلفاتور)
    Tabii hâlâ annemin bodrumunda yaşıyorum ama onun harici her şey değişti. Open Subtitles أعني، أنني ما زلت أحيا بقبو منزل والدتي، لكن... كل شيء غير هذا قد..
    Amelia'nın günlüğü bize icadın Springfield Oy Hakkı Derneği'nin bodrumunda olduğunu gösteriyor. Open Subtitles يوميّات (آميليا) تخبرنا أنّ إختراعها مدفون بقبو في جمعيّة "(سوفرجت)" بـ(سبرينفيلد)
    Robbie İpek Yolunda büyükbabasının bodrumunda çalışmış. Open Subtitles (روبي) عمــل في "سيلك رود" بقبو جده
    Yaşlı doktorun hastalarını bodrumda tedavi edip tavuk aldığı günler geride kaldı. Open Subtitles راحت أيام الطبيب العجوز ردئ الطبع الذي يكشف على المرضى بقبو منزله و يحصل على دجاج أجراً للعلاج -كيف سآكل؟
    Küflü bir bodrumda cesetle uğraşırken karşılaşıyoruz. Open Subtitles صدفة اللقاء بقبو عفن وعلى جثة.
    bodrumda savaşmanın pek çok zorluğu vardır. Open Subtitles تعلم أنّ الشجار بقبو سيأتي بصعوبات
    bodrum katında inşa etmekte olduğu makinenin seri numarası gibi... Open Subtitles مثل الرقم التسلسلي للآلة التي كان يبنيها بقبو منزله
    Onu buldum. Federal mahkeme binasının bodrum katında tutuluyor. Open Subtitles وجدته إنه محتجز بقبو المحكمة الفيدرالية
    Forest Hills'deki ninemin bodrumuna benziyor. Open Subtitles أشبة بقبو جدتي (بـ(فوريست هيلز
    şarap mahzeninde kilitli kalmadığın zamanlarda. Open Subtitles عندما لم تكن سجيناً بقبو الخمر
    - Şarap mahzeninin anahtarı sizde mi? Open Subtitles - هل لديك المفتاح الخاص بقبو النبيذ ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more