Ve bu yola temel bir önermeyi kabul ederek başlıyorlar, ve bu önerme de şu: Yalan söylemek işbirlikçi bir eylemdir. | TED | إنهم بدأوا ذلك الطريق بقبول الافتراض الأساسي، وذلك الافتراض كما يلي: الكذب هو عمل تعاوني. |
Bu madalyayı kabul ederek süreyi uzattığım yazıyor. | Open Subtitles | تقول أن بقبول هذا الوسام فأنا أسجل أسمي للجيش |
Ve eğer kız da bunu kabul etmek istiyorsa gagaları yok etmek zorundadır. | Open Subtitles | وعندها إذا هي مهتمة بقبول المغازلة عليها بتدمير هذا الخشاش |
Elbette ki, sınır dışı edileni ülkesine geri yollamayı kabul etmek ya da etmemek, ...o bağımsız ülkenin insiyatifindedir. | Open Subtitles | بالطبع, سيكون ذلك تحت حرية التصرف, لأي دولة ذات سيادة, سواءاً أردتم ذلك أم لا, بقبول من رحِّل بحكم, إلى بلدهم |
Onları kaderin emrini ve düzeni kabul etmeye ve Tanrılara güvenmeye... ikna edeceksin! | Open Subtitles | سيكون عليك إقناعهم بقبول قدرهم و أن يثقوا بالآلهة |
Bernard ve ben, Avustralya'daki görevi kabul etmeye karar verdik. | Open Subtitles | انا و برنارد قررنا بقبول المهمه لأستراليا |
Cole'lardan gelen bir davetiyeyi kabul etmeyi aklından bile geçirmezsin. | Open Subtitles | أنت لا تحلمين ابدا بقبول دعوة من عائلة كولز |
İki, ağabeyime son zamanlarda yaptığım sağlıksız davranışlar adına tüm kalbimle ilettiğim özürlerimi kabul ettirmek. | Open Subtitles | ثانيًّا، إقناع أخي بقبول اعتذاري الصادق عن تصرّفي الملتوي مؤخّرًا |
Birkaç yıllık sürgünü kabul ederek yargılanmaktan kurtulabilir. | Open Subtitles | كان يمكنه تفادي المقاضاة بقبول بضع سنوات نفي |
Bu konumları kabul ederek politikalarınıza destek vermiş oluruz. | Open Subtitles | بقبول تلك المناصب في حكومتك فنحن نعطي دعم ضمني لسياستك |
Lütfen beni kabul ederek bana onur verin. | Open Subtitles | أرجوكِ شرفيني بقبول الزواج مني |
Lütfen beni kabul ederek bana onur verin. | Open Subtitles | أرجوكِ شرفيني بقبول الزواج مني |
Bu madalyayı kabul ederek, gururla sivil yaşama haklarınızdan vazgeçip Amerika Birleşik Devletleri ordu hizmetine devam etmeyi kabul ediyor musun? | Open Subtitles | بقبول هذا الوسام فأنت تتخلى عن كل حقوق المواطنة الخاصة و بموجب هذا تسجل أسمك للجيش في الخدمات المسلحة للولايات المتحدة لو كنت توافق على هذا قلّ شكراً |
Bu ödülü kabul etmek benim için büyük bir onur..." | Open Subtitles | ولذا فهذا شرف عظيم لى بقبول هذه الجائزة |
İşte bu yüzden ilk baştan verdiği parayı kabul etmek istememiştim. | Open Subtitles | لهذا لم أرغب بقبول ماله بالمقام الأول |
Bu onuru kabul etmek istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بقبول هذا الشرف |
O gece, madalyasını kabul etmeye sonradan ikna edilen Tesla kablosuz güç aktarımını sağlayacak buluşunu nihayet tamamladığını duyurdu. | Open Subtitles | في هذه الليله استطاعوا اقناع تيسلا بقبول الجائزه , وأعلن انه اخيرا انجز اختراعه لبث الطاقه لاسلكيا |
Kim olduğunu kabul etmeye başladığın an kendini o samimiyeti paylaşacak derecede özgür hissetmeye başlayabilirsin. | Open Subtitles | لحظة بدئك بقبول طبيعتك، قد تشعر بالراحة كفاية لتتشاطرا تلك الحميميّة معاً |
Grup Ted'i kabul etmeye başlamıştı ve biraz daha cesur olanlar, onun aletleriyle epey yakından ilgileniyordu. | Open Subtitles | "بدأت المجموعة بقبول "تيد والقرد الجرئ كان مهتمًا بشدة بعدّته |
Cole'ların ticaretle uğraştığı ve alt sınıftan oldukları doğru ve onlardan gelen bir daveti asla kabul etmeyi düşünmem. | Open Subtitles | بالتأكيد عائلة كولز من التجار , من أصل منخفض ولا أحلم أبدا بقبول دعوة منهم |
Çocuklar, Jason dedi ki avukatı mahkemeden bahsetmiş... ..uzlaşmayı kabul etmeyi düşünüyor. | Open Subtitles | يارفاق، جيسون قال ان محاميها خائفون من المحاكمه... انها تفكر بقبول الصفقه |
İnsanlar başkalarına kötü durumları kabul ettirmek için böyle der. | Open Subtitles | هذا ما يقوله الناس ليقنعوا الآخرين بقبول وضع بائس. |
Senin için, Teklifi ona kabul ettirmek... | Open Subtitles | إقناعه بقبول الإلتماس |