Kont adamın geleceğini bana söylemediği halde, adamı içeri aldım. | Open Subtitles | لقد سمحت له بالدخول ,رغم ان الكونت لم يخبرنى بقدومه |
Kont adamın geleceğini bana söylemediği halde, adamı içeri aldım. | Open Subtitles | تركته يدخل رغم أن الكونت لم يخبرنى بقدومه. |
Karınız üç hafta önce Bay De Souza'dan bu ülkeye geleceğini haber veren bir mektup aldı mı? | Open Subtitles | هل زوجتك تلقّت خطابا من دى سوزا منذ ثلاثة اسابيع يخبرها بقدومه الى البلدة ؟ |
Gelip seni görmek için çabaladı, bence sadece bunu bir düşün. | Open Subtitles | لقد عمل جهداً بقدومه لرؤيتك وفكر بهذا فقط |
- Gelip kimsenin canını sıkmak istemedi. | Open Subtitles | لم يَرد أن يزعج أي أحد بقدومه |
Sana onun Geldiğini söylemeye geldim. Bildiğini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | أتيت لكى أعلمكِ بقدومه كان على أن أعرف أنك تعلمين بذلك |
Zaman Savaşı'ndan çok daha önce Zaman Lordları geleceğini biliyordu tıpkı rüzgarda hissedilen fırtına gibi. | Open Subtitles | قبل حرب الزمن بكثير علم سادة الزمن بقدومه كعاصفة بين الرياح |
Müdür geleceğini kimsenin bilmesini istemiyor. | Open Subtitles | المدير لم يرد أحد أن يعلم بقدومه. |
Yemin ederim, Raylan, geleceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | أقسم بالله (رايلين) أنني لم أعلم بقدومه. |
Yani geleceğini biliyordun. | Open Subtitles | إذاً فقد كنت تعرف بقدومه |
geleceğini bilmiyordum ama ona güvenirim. | Open Subtitles | لم اعلم بقدومه ولكني اثق به |
- geleceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | -لم أعلم بقدومه |
Burada. Geldiğini hissedebiliyorum. | Open Subtitles | إنه هنا، أشعر بقدومه |
Geldiğini hissediyorsun, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك ِ تشعرين بقدومه |
Onun Geldiğini sana kim söyledi? | Open Subtitles | من الذي حذّرك بقدومه ؟ |