"بقصّة" - Translation from Arabic to Turkish

• hikaye
• hikâye
• hikayeye
• hikayeyi
• hikayeyle
• hikayesini
• kesimi

Sahte bir hikaye anlatabilirim, ya da direkt doğruyu söyleyebilirim.
حسناً، بوسعي أن أُخبرك بقصّة كاذبة أو أن أُخبرك بالحقيقة

Size bir hikaye anlatmak istiyorum, küçük bir kasabada yaşayan bir çocuk hakkında.
أرغب في إخباركم بقصّة حول طفل ينتمي لمدينة صغيرة.

Kısa bir hikâye; büyük annem bu ülkeye cebinde 20 dolarla gelmiş.
إليكم بقصّة قصيرة، أتت جدّتي إلى هذا البلد ولا تملك سوى 20 دولار،

Yeni bir hikayeye başlamak istiyorum. Ve bu hikayenin sonu önceki hikayemin sonundan daha iyi olacak.
أريد البدء بقصّة جديدة وستكون لها نهاية أفضل مِنْ سابقتها

Kitaplarınızı okuyordum. Şu tavşan anlattığınız bir hikayeyi anımsattı bana.
كنتُ أقرأ كتبك، ذلك الأرنب يذكّرني بقصّة ذكرتها

Polise, dandik bir hikayeyle gidersek..
لو ذهبنا للشرطة بقصّة غير كاملة

"Laury Lay"in hikayesini duymuştum.
سمعت بقصّة لوريلي

Bize başka bir hikaye daha anlat. Bu sefer gerçek olsun.
أخبرنا بقصّة أخرى, واحدة حقيقية بالرغم ذلك

Özet hikaye: Büyükannem bu ülkeye cebinde 20 dolarla geldi.
إليكم بقصّة قصيرة، أتت جدّتي إلى هذا البلد ولا تملك سوى 20 دولار،

Bu panellere uzun süre bakarsanız bir hikaye anlatmaya başlıyorlar.
وإن نظرت لهذه اللوحات مطولًا ستخبرك بقصّة

Ona bütün hayat hikaye anlattım. Sadece ne olduğumu hariç. Fakat, şu anda gerçekten olanı biteni anlıyorum.
"أخبرته بقصّة حياتي كلّها، ليس ما جرى فحسب، بل كيف شعرتُ تجاه الأمور"

Bu akşam size bir hikaye anlatacağım, üstelik gerçek bir hikaye.
سأخبركم الليلة بقصّة ،وهي واقعيّة

- Bu haftanın başında, ofisimi aradı ve çok daha büyük bir hikaye peşinde olduğunu söyledi.
بوقتٍ سابق من هذا الأسبوع، إتّصلت بمكتبي، وقالت أنّها تعثرت بقصّة مُتفجرة...

Ona bir hikâye anlat..., ...kafanınüstüne düştüğünü, ama şimdi daha iyi olduğunu söyle.
...و أخبرها بقصّة قل لها إنّكَ وقعتَ ...على رأسكَ و لكنّكَ تحسّنتَ الآن

Ben oradan ayrılırken, bu siyah cip oradaydı, yolda yanımdan geçti ki o da başka komik bir hikâye...
عندما هممتُ بالمغادرة، كانت هناك سيّارة دفع رباعي سوداء، كادت تخرجني عن الطريق، الذي يذكّرني بقصّة طريفة أخرى...

Şimdi bu bir hikayeye başlama yolu.
الآن , هذه الطريقة للبدء بقصّة

Şimdi de utanç verici hikayeye geçelim.
لذا سأستهل بقصّة محرجة

Bu bana bir müşterilerimle ilgili ilginç bir hikayeyi hatırlatıyor.
مما يذكّرني بقصّة مثيرة جدًا بخصوص أحد زبائني

Bana babamın eskiden... gerçek olmayı hayal ettiğimde anlattığı bir hikayeyi hatırlatıyor.
فهي تذكّرني بقصّة اعتاد والدي سردها لي حينما كنت أحلم بأنْ أصبح حقيقيّاً

Fakat bir kilisenin camlarının büyülü bir şekilde patlamasını basit bir hikayeyle kurula sunup onları inandırmanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?
لكن أتعلم مدى صعوبة إقناع مجلس ... المدينة بقصّة التسرُّب الغازيّ حين تنفجر عدّة نوافذ في كنيسة على نحوٍ سحريّ؟

Ama Hugo buldugu minibusun hikayesini asla öğrenemedi.
"ولكن ما كان ليعرف (هيوغو) يوماً بقصّة الشاحنة المغلقة التي وجدها"

Baban sadece kötü saç kesimi olan budalanın teki.
والدُكَ أداةٌ بقصّة شعرٍ سيّئةٍ.