"بقعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • leke
        
    • lekeyi
        
    • bir yer
        
    • Bir yeri
        
    Çekiniyorum çünkü advokat. leke yapar. Open Subtitles أخشى أنها أدفوكات يا سيدى وسوف تسبب بقعه
    Ben hiç... benim hiç keşke yatak çarşaflarında leke olsaydım diyen bir babam olmadı. Open Subtitles أنا أبداً لم يكم لدي أب تمنى أن أكون مجرد بقعه علي مفرش السرير
    Bence bu kasabada bir leke var ve gittikçe kötüleşiyor. Open Subtitles وانا اعتقد ان هناك بقعه في المدينه والامر يسوء
    - Taylor'ın giysilerindeki her lekeyi en küçük parçasına kadar ayrıştırdım. Open Subtitles -لقد عرفت مصدر لكل بقعه على حد في ملابس (تايلر)
    Hey, Deniz fenerini geçelim hadi. Yakınlarda daha iyi bir yer biliyorum. Open Subtitles أنت ، دعنا نَتجاوزُ الفنارَ أَعْرفُ بقعه أفضل
    Bir yeri atladın. Herneyse, Japonya'dan gelen paralara odaklanmalıyız. Open Subtitles لقد فوّت بقعه, نحن ننتظر وصول استثمار ضخم من اليابانيون
    Halılar sıradan. Eskici dükkânından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosunun altındaki leke hariç. Open Subtitles السجادة فيها بقعه واضحة تحت رسمه السفينة شراعيه ضائعة في البحر الهائج...
    Halılar sıradan. Eskici dükkânından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosunun altındaki leke hariç. Open Subtitles السجاده فيها بقعه واضحه تحت رسمه لسفينه شراعيه ضائعه في البحر الهائج...
    Evet, kanı yıkayama çalışmış ama leke kalmıştı. Open Subtitles نعم, هو حاول تنظيف الدم ولكن بقيت بقعه
    Kotunda yalnızca Edward dönemi yazıhanesi cilalamaktan olabilecek bir leke var. Open Subtitles وهناك بقعه على سرواله الجينز ... والتي قد تكون فقط من إعادة طلاء طاولة إدواردي
    Ve, "O halının ortasında koca bir leke olduğunu fark etti." TED و قد "لاحظ بقعه كبيرة في وسط البساط".
    Küçük bir leke var. Dur sana yardım edeyim. Open Subtitles هناك بقعه ، دعيني أساعدك
    Asla temizlenemeyecek bir leke bu. Open Subtitles تلك بقعه لايمكن أزالتها.
    - Elbisemin üzerinde leke var. Open Subtitles - لدي بقعه بفستاني
    Üzerindeki lekeyi temizlemek istiyorsun. Open Subtitles بقعه تريد ان تنظفها بنفسك
    Orda lekeyi atladın. Open Subtitles نسيت بقعه
    Buranın iyi bir yer olduğunu düşünmeyin efendim. O hala bize göre avantajlı durumda. Open Subtitles لا أعتقد بأنها بقعه جيده يا سيدى هى مازال لديها ميزه أكثر منا
    Doğu Tarafı'nda küçük bir yer açmayı planlıyoruz ama herhangi bir yanlış anlaşılma olmamasını istiyoruz. Open Subtitles نحن نخطط على افتتاح بقعه صغيره , في الجانب الشرقي لكن نريد ان نتأكد
    Aradığımız şey tam olarak bu, kardeşim, küçük ve sakin bir yer. Open Subtitles هذا كل ما نبحث عنّه يا صديقي بقعه صغيره وهادئه
    - Belki Bir yeri atlamışlardır. - Bu tarz insanlar hata yapmaz. Open Subtitles حسنُ, ربما نسوا بقعه - أشخاص مثلهم لا ينسون -
    - Bitti. - Bir yeri atladın. Open Subtitles حسنا , انتهيت لقد نسيت بقعه
    - Orada Bir yeri atladın, Simmons. - Aslında onun için geldik. Open Subtitles (لقد فوّتي بقعه هنا يا (سيمونز - في الحقيقه نحن هنا من أجلها -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more