Çekiniyorum çünkü advokat. leke yapar. | Open Subtitles | أخشى أنها أدفوكات يا سيدى وسوف تسبب بقعه |
Ben hiç... benim hiç keşke yatak çarşaflarında leke olsaydım diyen bir babam olmadı. | Open Subtitles | أنا أبداً لم يكم لدي أب تمنى أن أكون مجرد بقعه علي مفرش السرير |
Bence bu kasabada bir leke var ve gittikçe kötüleşiyor. | Open Subtitles | وانا اعتقد ان هناك بقعه في المدينه والامر يسوء |
- Taylor'ın giysilerindeki her lekeyi en küçük parçasına kadar ayrıştırdım. | Open Subtitles | -لقد عرفت مصدر لكل بقعه على حد في ملابس (تايلر) |
Hey, Deniz fenerini geçelim hadi. Yakınlarda daha iyi bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أنت ، دعنا نَتجاوزُ الفنارَ أَعْرفُ بقعه أفضل |
Bir yeri atladın. Herneyse, Japonya'dan gelen paralara odaklanmalıyız. | Open Subtitles | لقد فوّت بقعه, نحن ننتظر وصول استثمار ضخم من اليابانيون |
Halılar sıradan. Eskici dükkânından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosunun altındaki leke hariç. | Open Subtitles | السجادة فيها بقعه واضحة تحت رسمه السفينة شراعيه ضائعة في البحر الهائج... |
Halılar sıradan. Eskici dükkânından fırlama denizde kaybolmuş bir yelkenli tablosunun altındaki leke hariç. | Open Subtitles | السجاده فيها بقعه واضحه تحت رسمه لسفينه شراعيه ضائعه في البحر الهائج... |
Evet, kanı yıkayama çalışmış ama leke kalmıştı. | Open Subtitles | نعم, هو حاول تنظيف الدم ولكن بقيت بقعه |
Kotunda yalnızca Edward dönemi yazıhanesi cilalamaktan olabilecek bir leke var. | Open Subtitles | وهناك بقعه على سرواله الجينز ... والتي قد تكون فقط من إعادة طلاء طاولة إدواردي |
Ve, "O halının ortasında koca bir leke olduğunu fark etti." | TED | و قد "لاحظ بقعه كبيرة في وسط البساط". |
Küçük bir leke var. Dur sana yardım edeyim. | Open Subtitles | هناك بقعه ، دعيني أساعدك |
Asla temizlenemeyecek bir leke bu. | Open Subtitles | تلك بقعه لايمكن أزالتها. |
- Elbisemin üzerinde leke var. | Open Subtitles | - لدي بقعه بفستاني |
Üzerindeki lekeyi temizlemek istiyorsun. | Open Subtitles | بقعه تريد ان تنظفها بنفسك |
Orda lekeyi atladın. | Open Subtitles | نسيت بقعه |
Buranın iyi bir yer olduğunu düşünmeyin efendim. O hala bize göre avantajlı durumda. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنها بقعه جيده يا سيدى هى مازال لديها ميزه أكثر منا |
Doğu Tarafı'nda küçük bir yer açmayı planlıyoruz ama herhangi bir yanlış anlaşılma olmamasını istiyoruz. | Open Subtitles | نحن نخطط على افتتاح بقعه صغيره , في الجانب الشرقي لكن نريد ان نتأكد |
Aradığımız şey tam olarak bu, kardeşim, küçük ve sakin bir yer. | Open Subtitles | هذا كل ما نبحث عنّه يا صديقي بقعه صغيره وهادئه |
- Belki Bir yeri atlamışlardır. - Bu tarz insanlar hata yapmaz. | Open Subtitles | حسنُ, ربما نسوا بقعه - أشخاص مثلهم لا ينسون - |
- Bitti. - Bir yeri atladın. | Open Subtitles | حسنا , انتهيت لقد نسيت بقعه |
- Orada Bir yeri atladın, Simmons. - Aslında onun için geldik. | Open Subtitles | (لقد فوّتي بقعه هنا يا (سيمونز - في الحقيقه نحن هنا من أجلها - |