"بقفص" - Translation from Arabic to Turkish

    • kafese
        
    • kafeste
        
    • kafesine
        
    • oturan
        
    Yani onu kutsal ateşten bir kafese hapsedeceğiz. Open Subtitles إذاً سنحبسه بقفص فولاذي مكوّن من نار مقدّسة
    Birileri seni neden bir kafese kilitleyip ölüme terk etsin ki? Open Subtitles من الحياة دون الإيمان بشيء لماذا يغلق عليك شخص ما بقفص ويترك حتى تموتي؟
    Ben burada kafese kapatıldım ama bir şekilde özgür kalırım. Open Subtitles أنا هنا محبوس بقفص ولكنني سأبقى حرا
    Eğer hüküm giyersen, ki büyük ihtimalle giyeceksin, hayatının geri kalanı bir kafeste geçecek, her sabah ölmüş olmayı dileyerek uyanacaksın, tabi eğer... Open Subtitles من المرجح انك سوف تقضى بقية حياتك بقفص تستيقظ كل صباح تتمنى لو كنت ميتاً إلا إذا
    kafeste iki düzine adamım var ve er ya da geç annenin bizi öldüreceğini düşünüyorlar. Open Subtitles لدي أربع وعشرين رجل بقفص في الخارج بسبب رأي أنها تنوي قتلنا جميعاً بأقرب فرصة
    Benden kurtulmak için çelik kafeste ölümüne bir dövüşten fazlası gerek. Open Subtitles سيتطلب الأمر أكثر من مباراة بقفص حديدي لتتخلصي مني
    Frankie, dinamitleri attan alıp zenci kafesine koy. Open Subtitles يا (فرانكي)، لما لا تُزيلهم من على ظهر الحصان وتضعهم بقفص الزنوج!
    Senin gibi kafese saklanmadım. Open Subtitles لستُ مثلك، أختبئ بقفص اللعنةُ عليك
    Charlie, bir dahaki sefere ne yapmamız gerektiğini buldum. Köpek balıkları ile yüzebildiğin bir yer var. Daha eğlenceli olsun diye de seni etle kaplı bir kafese koyuyorlar. Open Subtitles شارلى لقد عرفت ماذا يمكن أن نفعله المرة القادمة يوجد مكان يمكن أن تسبح فيه معا أسماك القرش ولكى يجعلك أكثر اثارة سوف يضعوك بقفص مغطى باللحم
    16 yaşındaydı ve bir kafese tıkıldı. Open Subtitles كانت بعمر السادس عشر، و قد حشرت بقفص
    Beni kafese tıktın, o mızrakla beni bıçakladın. Open Subtitles فأنت حبستني بقفص ..وطعنتني برمح
    - Peki, iki, bu eski kafese de bakarım. Open Subtitles -حسناً ، وسأحتفظ بقفص الطير هذا
    "Doakes'u bir kafese tıkılı hâlde bulurlarsa..." "...tertip ettiğim plan ciddi anlamda sekteye uğrar." Open Subtitles "إن وجدوا (دوكس) محبوساً بقفص فسيقوّض ذلك عمليّة تلفيقي بشكل خطير"
    "Yas tutarım hapsolduğum altın kafeste." Open Subtitles وهو مازال محبوسا بقفص ذهبي وحيداً
    Bir kafeste yaşamam seni ne kadar mutlu eder? Open Subtitles هل هذا ماتريدينه لي .. أن أعيش بقفص
    Bir kafeste 4 yıl kalınca tek bir şey öğrenirsin. Open Subtitles ثمة شيء يتعلمه المرء... حين يسجن بقفص لأربع سنوات.
    # Gençlik öfkesiyle, bir kafeste kısıldım # Open Subtitles حبيسا بقفص مع غضب المراهقين
    # Gençlik öfkesiyle, bir kafeste kısıldım # Open Subtitles حبيسا بقفص مع غضب المراهقين
    Bir keresinde, bu adam kafeste koca bir geyik taşıyordu. Open Subtitles إحدى المرات، قام الرجل بتعليق موس عملاق بقفص (الموس هو عباره عن مستحضر مثل جيل الشعر)
    Beni maymun kafesine kelepçeledin. Open Subtitles قيّدتني بقفص القردة
    "Kafasını Aslan'ın kafesine sokuyor" Open Subtitles "يضع رأسه بقفص الأسد"
    Bu sanık koltuğunda oturan adamlar acaba gerçekten savcılık makamının itham ettiği suçlardan sorumlu mu? Open Subtitles أتسائل إن كان أولئك الرجال بقفص الإتهام مسؤولون حقـاً... عن الإتهامات التي ذكرها في لائحة الإتهام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more