"بقول الحقيقة" - Translation from Arabic to Turkish

• gerçeği söylemek
• doğruyu söylemeye
• doğruyu söylemekle
• Gerçeği anlatmakla
• Gerçekleri anlatmaya
• Gerçekleri anlatmanın
• doğruyu söyleyerek

Kısacası, onu serbest bırakacak gerçeği söylemek istemeyebilir.
بإختصار، إنها قد لا ترغب بقول الحقيقة لإطلاق سراحهِ

Beş yıl önce, gerçeği söylemek için bir çaba sarf etmedin.
قبل خمس سنوات، لم تكترثي بقول الحقيقة

Onunla konuşup doğruyu söylemeye ikna etmen lazım.
اسمعي، نريدك أن تتحدثي إليه. وتحاولي إقناعه بقول الحقيقة. بشأن ماذا؟

Her şey hakkında doğruyu söylemekle başlıyor.
تبدأ بقول الحقيقة حول كل شيء.

Bunun Dünya'ya Michael Westen ile ilgili Gerçeği anlatmakla ilgisi olmadığını anla.
أنت بحاجة لأن تعي أن هذا لا يتعلق "بقول الحقيقة للعالم عن "مايكل ويستن

Elbette söylüyoruz. Gerçekleri anlatmaya başlasak seçmenler kim bilir neler düşünür.
بالطبع فعلنا ذلك, تخيلي ما سيفعله المصوتون لو بدأنا بقول الحقيقة

Gerçekleri anlatmanın vakti geldi.
حان الوقت لتبدأ بقول الحقيقة

Ama doğruyu söyleyerek başlayabilir.
لكن يمكن أن يبدأ بقول الحقيقة.

Kendine de, karısına da gerçeği söylemek zorunda olduğunu anlatayım.
انه مدين لها . ولنفسه بقول الحقيقة

Serena konusu ancak bir kere açıldı. Evet ve Eric'e gerçeği söylemek için verdiğim sözü tuttum.
ذُكرت (سيرينا) لمرة - نعم ، وقد وعدت (إيريك) بقول الحقيقة

Tabii ki söylüyoruz. doğruyu söylemeye başlarsak oyverenlerin ne düşüneceğini bir hayal etsene.
بالطبع, تخيلي ما سيحسبه المقترعين إن بدأنا بقول الحقيقة

Değişiklik olsun diye doğruyu söylemeye ne dersin.
ما رأيك بقول الحقيقة للتغيير؟

Gerçeği anlatmakla başla.
ابدأ بقول الحقيقة

Gerçekleri anlatmaya başlamazsan daha da kötüleşecek.
إذا لم تبدأ بقول الحقيقة سيصبح الأمر أسوأ

Gerçekleri anlatmaya başlasan iyi olacak yoksa burası epey sessizleşecek.
لذا من الأفضل أن تشرع بقول الحقيقة والإ سيصير الأمر واقعي، وهاديء تمامًا

doğruyu söyleyerek Pouf zihinsel olarak avantajlı duruma geçmek istiyordu.
"خطط (بوف) لكسب ميزة نفسيّة في المقام الأوَّل بقول الحقيقة"