Ne hissettiğini anlattığında söylenmemiş şey kaldı mı? | Open Subtitles | عندما أخبرتها بمشاعرك , هل بقي شيء لم تقوله ؟ |
Selam. İçecek bir şey kaldı mı? Viski var. | Open Subtitles | هل بقي شيء نشربه ؟ وسكي. ماذا تفعل هي هنا ؟ |
O zaman geriye söylenecek tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | وأعتقد أنه بقي شيء واحد لأقوله |
Evet, öyle sayılır ama ama hükümetteki hizmetiniz sona ermeden önce yapmanız gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | نعم، الى حد كبير ولكن بقي شيء واحد للقيام به قبل انتهاء خدمتكم للحكومة |
Son bir şey, son bir şey daha. | Open Subtitles | اسمعني بقي شيء وحيد. شيء أخير. |
O anki gündemi meşgul eden konular ne olursa olsun ister Bastille'in düşüşü olsun, isterse de kralın idamı olsun tek bir şey hep sabit kalmıştır. | Open Subtitles | أيما كانت الأحداث التي سادت علي الألسنة سقوط سجن الباستيل,إعدام الملك بقي شيء ظل ثابتاً |
Dr. King'i intihara iten birkaç cümlesi bile vardı, ''King, yapabileceğin yalnızca tek bir şey kaldı. | TED | حتى أن الخطاب يبدو أنه يشجع د. ( كينج) على الانتحار قائلا: "بقي شيء واحد فقط لفعله يا (كينج) |
Ufak bir şey kaldı. | Open Subtitles | بقي شيء واحد فقط |
Ufak bir şey kaldı. | Open Subtitles | بقي شيء واحد فقط |
Senin için yapabileceğim tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | بقي شيء واحد أستطيع فعله لك |
Bir şey daha var gerçi, bu yüzden, bizim bu konuyu konuşmamız gerek. | Open Subtitles | بقي شيء واحد مع ذلك , علينا مناقشته |
- 9-9'un Kraliçesi. İkinizin söylemesi gereken bir şey daha var sanırım. | Open Subtitles | ملكة مركز 9-9. أعتقد بقي شيء أخر |
- Bir şey daha, Bay... | Open Subtitles | ...بقي شيء واحد سيد |
Bir şey daha var. | Open Subtitles | بقي شيء واحد |
bir şey daha. | Open Subtitles | بقي شيء واحد |
Tamamdır. Oh, Mike, uh, bir şey daha. | Open Subtitles | أوه (مايك)بقي شيء واحد |
Söyleyecek tek bir şey kalıyor: | TED | لذا بقي شيء واحد فقط كي أقوله. |