"بكى" - Translation from Arabic to Turkish

• ağladı
• seninle
• ağlamıştı
• ağlayan
• ağlıyor
• ağlayıp
• ağlamış
• ağlarsa
• ağlamaya
• senden
• ağlıyormuş

Çok duygulu anlardı. Birçok kişi ağladı.
كانت العواطف متأججة كما بكى العديد منهم.

Zaten, ömrü boyunca kendisi için yeterince ağladı o.
بالإضافة إلى أنه قد بكى كثيراً من أجل نفسه خلال حياته

Önce İspanyolca bir şeyler saçmaladı, sonra da ağladı.
.. أولاً .. هذيَ باللغه الأسبانيه .ثم بكى

-Ben sadece seninle ilgileniyorum. -Ben de belli ölçüde minnettarım.
أننى فقط أعتنى بكى وأنا أقدر ذلك فى الاعمال الصغيره

Bunun ardından Brendan, adamlarını koruyamadığını anladı; Afganistan'dayken yalnız bir kere ağlamıştı, bunun farkına vardığında.
أدرك بريندان بعدها أنه لم يستطع حماية رجاله، وقد كانت تلك هي المرة الوحيدة التي بكى فيها في أفغانستان، عندما أدرك ذلك.

3. Avenue El'i yıktıkları zaman bir hafta boyunca ağlayan kimdi?
من بكى طوال أسبوع عندما نزغوا القطار المرتفع فى الجادة الثالثة ؟

İlk başta bağırdı, ağladı, yardım istedi ve saatler ilerledikçe sesi gittikçe zayıflamaya başladı.
،وفي البداية صرخ، بكى وصاح طلبًا للنجدة وكلّما مرت الساعات كلما خفت صوته أكثر وأكثر

Daha yeni evliydik. Eve geldi ve resmen ağladı.
لقد كنا متزوجين حديثاً , و قد عاد للمنزل و قد بكى

Tracy yapamadı, tüm sınıfın önünde ağladı. Kötüydü.
تريسي لم يستطع فعلها وقد بكى أمام الطلاب جميعا

Okuma kurdelesi kazandım ve babam orada ağladı.
لكنني فزت ذات مرة بمسابقة للتهجئة وأبي بكى يومها

ağladı ve kalbine yumruk atmışım gibi hissettiğini söyledi.
لقد بكى وقال إنني أشبه وكأنني لكمته على قلبه

Göreve başlama tebliğinden sonra ağladı ve Tanrı'nın Güney Afrika halkını kurtarmak için onu seçtiğini söyledi.
بعد خدمة الأفتتاح, هو بكى وقال أن الإله يناديه. لينقذ الناس في جنوب إفريقيا

Bir daha seninle irtibata geçmeyeceğimi söylediğimi biliyorum ama yardımına ihtiyacım var.
اعرف انى قد وعدتك الا اتصل بكى مرة اخرى, ولكنى احتاج مساعدتك.

Bu seninle ayrılmak istiyor demek değil ki.
هذا لا يعنى انه بالضرورة سيقطع علاقته بكى

seninle daha çok ilgilenmediğim için üzgünüm böylece bir dakika bile hasta, korkmuş ya da üşüyor olmayacaktın. "
أنا أسف لأنى لم أعتنى بكى أفضل من ذلك إذن أنتى لم تقضى من قبل دقيقة كنتى فيها بردانة أو خائفة او مريضة

Kaykay partisinde koluna bir kız dokununca nasıl da ağlamıştı, unuttun mu?
أتذكر في حفل التزلج عندما بكى لأن فتاة لمست ذراعه؟

Çünkü eğer tekrar bir araya gelirseniz, ağlayan adam olarak hatırlanırsın.
لانكم ان عدتم لبعضكم مره اخرى اذا انت الشاب الذي بكى...

Jeremy'yle ben otele gittiğimizde Justin'e ağlıyor diye dayak atmadın mı?
الم تضربي جاستن لأنه بكى حين غادرنا أنا و جيرمي الفندق؟

Birisi bana ona babalar meclisine katılmasını sorduğumda ağlayıp ağlamadığını sordu.
سئلني احدهم .. هل بكى عندما اخبرته عن مجلس الآباء

İskender sahip olduğu bölgenin büyüklüğünü gördüğünde başka fethedilecek yer kalmadığı için ağlamış.
عندما رأى الإسكندر إتساع مملكته بكى حيث لم يجد عوالم أخري لإحتلالها

Ben markete gidiyorum, sütümüz bitmiş. ağlarsa ne yapacağını biliyorsun.
سأذهب إلى المتجر، لقد انتهى الحليب تعلم ما يجب فعله إذا بكى

Çocukken, kolumu kırdığımda, 10 mil uzakta ağrıdan ağlamaya başlamıştı, biliyor musun?
عندماكنتُطفلة،كُسرتذراعي.. وهو بكى من الألم على بعد 10 أميال، حسناً؟

Ama eğer itirazın bürokratik baskı nedeniyle ise, senden bilgi koparmakla kalmamışlar, ...aynı zamanda seni kontrol altına da almışlar.
لو كان بسبب الضغوط البيروقراطية فسوف يلعبون بكى و يسلخونك

Duydun mu, Chandler? Neredeyse ağlıyormuş.
اسمع ذلك، تشاندلر؟ "تقريبا" بكى.