Ve her ne kadar onun suç dolu bir geçmişi de olsa söylesene ikinci şansı elde etmiş olan biri değişemez mi? | Open Subtitles | وفيما يتعلق بماضيه العنيف أنت من ضمن الناس ستخبرني بأن الشخص يمكن أن يتغير إذا أتحيت له فرصة ثانية؟ |
Evet! geçmişi benim umrumda değil. | Open Subtitles | أجل, لا أهتم بماضيه |
İnsan aptal bir yaratık geçmişine yapışır, geleceğinden kaçar. | Open Subtitles | الإنسان كائن غبي يتعلق بماضيه ويخاف من مستقبله |
Playboy geçmişine bir gönderme sezdim sanki? | Open Subtitles | لقد لمحت لكم بماضيه كزير نساء ألم أفعل؟ |
Dinsel sapkın geçmişini itiraf etmiştir ve bir cadıyla suç üstünde yakalanmıştır! | Open Subtitles | الذي اعترف بماضيه الحافل بالهرطقة وقُبض عليه في حالة تلبس مع ساحرة |
geçmişini kabul etmeyenin geleceği de olamaz. | Open Subtitles | إذا لم يثق أى رجل بماضيه فليس لديه مستقبل |
geçmişi yüzünden Poul'e rahat vermiyorlardı. Ama buna son verdirdik. | Open Subtitles | إنهم يُزعجوا (بول) بماضيه لكننا سنضع حداً لذلك |
Kötü bir geçmişi de olsa, o evlenmek istediğim kişi. | Open Subtitles | حتى بماضيه القذر، هو المنشود |
İnsanın geçmişi onun gururudur. | Open Subtitles | يجب أن يعتز المرء بماضيه |
Umutsuzca geçmişine göz atıyor ve bence artık son raddeye ulaştı. | Open Subtitles | يبحث بيأس بماضيه... أعتقد أنه حاليًا بنقطة تحول |
Senin yaşlarındayken, hatta tam şu anki yaşındayken geçmişini hatırlamanın bir yolunu bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | حينما كان في مثل عمرك تماما في مثل عمرك قال أنه وجد طريقة تذكره بماضيه |
geçmişini çok iyi biliyorum bu yüzden büyüye sırtını döndüğüne emin olacak kadar çok sebebim var. | Open Subtitles | لقد أحطت علماً بماضيه ولكن كانت لديّ كل الأسباب التي تجعلني أصدق أنه أدار ظهره للسحر |
Birinin onu gerçekten tanıması için geçmişini de bilmesi gerekir. | Open Subtitles | إنّه يريد شخصٌ ما يخبره بماضيه. ما هي حقيقته؟ |
Ve Spruell'in geçmişini de öğrenin. Bakalım bir şey çıkacak mı? | Open Subtitles | و اعرفا بشأن خلفية (سبرول) و إن كان هناك شيء بماضيه |
Onun geçmişini korudum Ellie. | Open Subtitles | -أنا أحتفظُ بماضيه (إلي ). |