Ve ben bu şeyin balık gibi kokmasını istemiyorum. Bunun için geleceğimi yakıyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أريد ان تكون رائحته كالسمك أنا أضحي بمستقبلي من أجله |
Hey, yıldızlara bakarak geleceğimi okuyabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تتنبأ بمستقبلي من هذه النجوم؟ |
Artık geçmişimi değil, geleceğimi düşünerek buradan ayrılabilirim. | Open Subtitles | و استطيع مغادرة و انا أفكر بمستقبلي لا ماضي |
Benim geleceğime gelince, sonunda doğru kişiyi aradığım bir yere geldim. | Open Subtitles | أما فيما يتعلق بمستقبلي فقد بلغت أخيراً المرحلة التي أبحث فيها عن الشخص المناسب |
Beni sevdiğini biliyorum, ama bunun geleceğimle ilgisi yok. | Open Subtitles | أعلم أنك تحبني. لكن الأمر لا يتعلق بمستقبلي فقط |
Ne yaptığını ve neden yaptığını öğrendiğim zaman bu beni kendi geleceğimi düşünmeye sevk etti. | Open Subtitles | ،حينما عرفت ما فعله ،ولما فعله جعلني ذلك أفكّر بمستقبلي الخاص |
Ve Abby'nin de. Sadece birilerinin geleceğimi görebileceğine inanmıyordum. | Open Subtitles | لم أؤمن أن بإمكان أي شخص أن يتنبأ بمستقبلي |
Birinin geleceğimi tahmin edebileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لم أؤمن أن بإمكان أي شخص أن يتنبأ بمستقبلي |
Hayatta olduğunu bildiğime göre bütün geleceğimi tehlikeye atman için başka mantıklı bir sebep yok. | Open Subtitles | بما أني أعرف أنّك على قيد الحياة، فإنّه السبب الوحيد المقبول الذي لديك لتضّحي بمستقبلي |
Bu geleceğimi düşünmemi sağladı ve daha fazla zaman kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | و جعلني هذا أفكر بمستقبلي و لم أعد أرغب بتضييع المزيد من الوقت |
Yine de gün içinde bir an olsun politik geleceğimi tamamen güvende hissetmiyorum. | Open Subtitles | فلا يمكن أن أخاطر بمستقبلي السياسي ولو للحظة |
Bence şu an geleceğimi ve ne istediğimi düşünmeye başlamak için doğru zaman. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا هو الوقت الصحيح الذي أحتاج فيه أن أفكر بمستقبلي . و ماذا أريد حقاً |
geleceğimi ve ailemin beklentilerini düşünmek zorundayım. | Open Subtitles | حسنا، يجب على أن أفكّر بمستقبلي... و ما تتوقّعه منىّ .عائلتى |
Benim geleceğimi mahfetmeye hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك الحق في العبث بمستقبلي |
geleceğimi düşünmek zorundayım öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكنني يجب أن أفكر بمستقبلي ، أتعرفين؟ |
Şimdiden geleceğimi düşünmeye başlamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أبدأ بالتفكير بمستقبلي الآن |
Onun, diğer kızların ve benim muhteşem kardeşimle koruyucu ailemin sayesinde nihayet geleceğime güvenebileceğime inandım. | Open Subtitles | و بفضلهـا و فضـل الفتيـات الأخريـات و أخـي الرائـع و العـائلة التي تبنـتنـا أعتقـد أخيرا أنه يمكننـي الإيمـان بمستقبلي |
Dergi satıyorum, evet, ayrıca geleceğime olan inancım için kendi adıma da satıyorum. | Open Subtitles | أنا أبيع المجلات، أجل لكنني أيضًا أبيع نفسي تعلمين، إيماني بمستقبلي تعلمين، يضعوننا بمسار معين لقرابةالخمسأشهر.. |
Makine benim geleceğime bağlanmıştı. | Open Subtitles | الان الاله مربوطة بمستقبلي |
- Bunun benim geleceğimle ne alakası var? | Open Subtitles | لاكن ما علاقة هذا بمستقبلي ؟ |
Dün benim geleceğimle ilgili. | Open Subtitles | مـا حدث أمس يتعلّق بمستقبلي |