Şişman bir adamın gülleyi midesiyle yakalamasını ağır çekimde izlemek gibi. | Open Subtitles | أشبه بمشاهدة رجل بدين يركض وراء كرة معدنية وبطنه بالتصوير البطيء. |
Bu bir muzipliktir. Sizlerin çeneleriniz düşüp, düşüp, düşüp anlayasaya kadar, izlemek gerçi hoşuma gitti. | TED | برغم أني استمتعت بمشاهدة أفواهكم وهي تنفتح دهشة أكثر وأكثر حتى استوعبتوا. |
Aristo etrafındaki ustaların nasıl çalıştıklarını izlemeye meraklıydı. | TED | لذا كان أرسطوا مهتماً جداً بمشاهدة كيف يقوم الحرفيون بأعمالهم |
Sırf birinin ölmesini keyifle seyretmek için korkudan ödünü patlatırsınız siz. | Open Subtitles | واضح انكِ من النوع الفضولي الذي يستمتع بمشاهدة تنفيذ حكم الاعدام |
Bir uçak camından aşağıdaki şehirleri izlemekten ne kadar keyif aldığımı size anlatamam. | TED | لا أستطيع أن أعبر عن مدى استمتاعي بمشاهدة المدن من السماء، من شباك الطائرة، |
O filmi izlerken çok heyecanlı, nefes kesici ve güzeldi diye hissetmiştim. | Open Subtitles | بمشاهدة ذلك الفيلم شعرت بأنه جميل وبغاية الإثارة |
Her Cumartesi ona yapıp tüm sabah çizgi film izlemesine izin verirmişsin. | Open Subtitles | عملتها له كل يوم سبت و سمحتِ له بمشاهدة الكرتون طوال الصباح. |
Hayır, boş boş konuşup başkalarının çalışmasını izleyeceğiz. | Open Subtitles | لا، أظننا سنصل إليه بمشاهدة الآخرين و هم يعملون |
Zavallı Oscar ödülü, o kadının tuvaletini izlemek zorunda kalıyor. | Open Subtitles | ذاك الأوسكار المسكين مرغم بمشاهدة تلك المرأة تذهب للمرحاض |
- Bu arada bu oyunu izlemek de hoşuma gidiyor. - Bunlar sana oyun gibi gelebilir, Falcon. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء أريد الاستمتاع بمشاهدة المباراة ربما تكون لعبة بالنسبة لك فالكون |
Buraya gelmemin esas sebebi bu, insanları izlemek. | Open Subtitles | هذا هو السبب الرئيسي لمجيئي إلى هنا، لأقوم بمشاهدة الناس. |
Televizyonda golf var. İzlemek ister misin? | Open Subtitles | خناك جولف على التلفاز أترغب بمشاهدة بعض الجولف؟ |
Eğer Andy Griffith ile Matlock'u karıncalı izlemek istiyorsan bu adamdan al. | Open Subtitles | إذا منت ترغبين بمشاهدة "مالتوك وجريفيث" زرقاء ومخططة, إشتري من هذا الرجل. |
Sonra ne zaman pes edeceklerini görmek için diğer sporcuları... izlemeye başlarsın. | Open Subtitles | ثم تبدأ بمشاهدة الرياضيين الآخرين و تبدأ في مراقبة متى سيستسلمون |
Burası, kitap okumak için veya... ormanı seyretmek için güzel bir yer. | Open Subtitles | ستجدان أنها بقعة جميلة للجلوس وقراءة كتاب أو مجرد الاستمتاع بمشاهدة الأشجار |
Bir adamın bu kadar büyük ve zavallı bir hayvanı bu şekilde öldürmesini izlemekten zevk alacağımı düşünemiyorum, | Open Subtitles | لا أظنني أستمتع بمشاهدة رجل يقتل رجلاً بحجمه وشراسته |
Eminim birlikte bunu izlerken çok güzel zamanlar geçirmişsinizdir. | Open Subtitles | بمشاهدة هذا صحيح؟ لا,لقد أردت تلفازا في غرفتي فحسب |
Bu mahalledeki küçük bir kızın Koş Diego Koş'u izlemesine izin yok. | Open Subtitles | هناك فتاة صغيرة في هذا الحي لم يٌسمح لها بمشاهدة الرسوم المتحركة |
Şey, şimdi bir belgesel izleyeceğiz senin televizyon izlemen yasaktı, değil mi? | Open Subtitles | سنشاهد فيلم وثائقي الأن و أنت غير مسموح لك بمشاهدة التلفاز , أليس كذلك؟ |
Pırıl pırıl camımızın siftahını biraz arınma izleyerek yapsak mı? - Ne? | Open Subtitles | لمَ لا نقوم بتلطيخ زجاجنا الأمامي بمشاهدة شيئاً من التطهير من خلالها؟ |
Mohawk'ımı tıraş ettiğimden beri her şeyi farklı görmeye başladım. | Open Subtitles | منذ أن حلقت الموهاك بدأت بمشاهدة الأمور بشكل مختلف |
Geçen gece buz pateni olmasına rağmen Jets maçını izlememe izin verdi. | Open Subtitles | وقد سمح لي بمشاهدة الجاز على الرغم من أنهم كانوا يتزلّجون |
Senin ailen 1950'den sonraki filmleri izlemene izin verdi mi hiç? | Open Subtitles | عمل أبٌويكِ ,هل سمح لك بمشاهدة اي افلام بعد 1950 ؟ |
Annesinin avlanmasını izleyip onun hareketlerini taklit ederek kendi avlanma yeteneklerinin temellerini atmaya başlıyor. | Open Subtitles | بمشاهدة أمه وهي تصطاد ومحاكاة تصرفاتها ..يبدأ في اكتساب مهاراته الأساسية الخاصة بالصيد |
Şimdilik, arkadaşımla şovu izlemenin keyfini çıkardım. | Open Subtitles | للان، انا فقط مستمتعة بمشاهدة البرنامج مع صديقي |
5. caddedeki Tiyatroda geçen hafta,galasını izleme şansını buldum. | Open Subtitles | لقد حالفنى الحظ بمشاهدة الأفتتاح فى الشهر الماضى فى مسرح الشارع الخامس |
Sanırım benim gibi hepiniz, bir balerinin dansını izlemeyi seversiniz. | TED | انتم جميعاً مثلي أعتقد . تستمتعون بمشاهدة راقصي الباليه |