gerçeği bilmek, yoksa delireceğim. | Open Subtitles | أنا ملزمة بمعرفة الحقيقة إن لم أعرفها سأجن |
Bazen insanlar gerçeği bilmek istediklerini sanırlar. Sonra öğrenirler ve hiç bilmemiş olmayı dilerler. | Open Subtitles | أحيانًا يرغب الناس بمعرفة الحقيقة وبمجرد معرفتهم بها سيتمنوا لو أنهم لم يعلموا بها |
Yalnızca gerçeği bilmek istiyorum Lenny. Söylemişti. | Open Subtitles | أرغب فقط بمعرفة الحقيقة ، ليني |
Ve bu çoğu zaman, insanlar gerçekten sormadığı için oluyor, ve gerçekten sorduklarında, gerçeği öğrenmek istediklerini düşünmüyorsunuz. | TED | و غالباً لأن الناس لا يطلبون منك بتاتاً، وحينما يطلبون، فأنت لا تعتقد مطلقاً أنهم يرغبون بمعرفة الحقيقة. |
gerçeği öğrenmek istediğinden pek emin değilim. | Open Subtitles | لكنني لست مُتأكد بأنك ترغب بمعرفة الحقيقة. |
Bak, gerçeği bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | ـ أجل اسمعي، هل ترغبين بمعرفة الحقيقة ؟ |
Sadece gerçeği bilmek istiyorum. | Open Subtitles | فقط ارغب بمعرفة الحقيقة |
"Annen hakkındaki gerçeği öğrenmek istiyorsan gel ve beni gör." | Open Subtitles | اذا رغبت بمعرفة الحقيقة عن والدتك تعال و زرني |
O ve ailesi hakkındaki gerçeği öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم بمعرفة الحقيقة عنه هو وعائلته |
gerçeği öğrenmek istiyordu, biz de söyledik. | Open Subtitles | ورغبت بمعرفة الحقيقة لذلك اخبرناها |
Buraya yazıldım çünkü gerçeği öğrenmek istedim. | Open Subtitles | لقد جئت هنا لأني أرغب بمعرفة الحقيقة |
gerçeği öğrenmek istemiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ لا ترغبين بمعرفة الحقيقة |