Balıkların birlikte hareket etmeleri, deniz aslanlarının aklını karıştırdığından, ...başka bir yerde, daha kolay bir av bulmak için ayrılıyorlar. | Open Subtitles | بالتحرّك سويّة، فإن السمك يشوّش على أسود البحر كثيراً لدرجة أنهم يرحلون ويبحثون بمكان آخر عن أهداف أصغر وأقلّ صعوبة. |
Bu sorunu çözene kadar başka bir yerde yaşamama kara verdik. | Open Subtitles | حسناً، لقد قررنا أن عليّ الإقامة بمكان آخر حتى نحل الإشكال |
İhtişam için buraya gelmişsen evlat, başka bir yerde aramanı öneririm. | Open Subtitles | إذا جئت هنا بحثاً عن المجد فحرّي بك البحث بمكان آخر |
Sorunun başka yerde olduğunu kabul etmenin bir sakıncası yok. | Open Subtitles | و بالتالي أظن أنه يمكننا الافتراض وجود المشكلة بمكان آخر |
Bir yerden geldin ama bir başka yerde olmak istedin. | Open Subtitles | أنت أتيت من مكان ما وأردت أن تكون بمكان آخر |
Demek ki para başka bir yere saklanmıştı, ama nereye? | Open Subtitles | لذا كان المال مخبئاً بمكان آخر , لكن أين ؟ |
Şu anda başka bir yerde olmasından hareketle, ...ondan bağımsız hareket ediyor denebilir. | Open Subtitles | بالنظر إلى كيف أنه بمكان آخر الآن فيبدو أنه يتصرف بشكل منفصل عنه |
başka bir yerde işe gir de ne olduğunu anla. | Open Subtitles | حاولي الحصول على وظيفة بمكان آخر وانظري ما سيحدث. |
Sen iyi de olduğu başka bir yerde , olması gerekiyordu olduğunu düşünüyorum edin. | Open Subtitles | بالطبع ، إذا كنت تعتقد أنه مقدر لك . أن تكون بمكان آخر ، فلا بأس أيضاً |
Ama başka bir yerde öldürüldü ve tıpkı diğerleri gibi törensel bir biçimde yere serildi. | Open Subtitles | ولكنها قُتلت بمكان آخر وألقيت وسجّيت بأسلوب طقسيّ شأنها شأن الأخريات |
O yüzden başka bir yerde bekleyip şu fıstığa rahat rahat geçirmeme izin verir misin? | Open Subtitles | لذا أتمانع في الإنتظار بمكان آخر وتدعني أتغوط هذا الوحش في سلام؟ |
başka bir yerde olduğunu gösterecek kaya gibi sağlam bir şahidin yoksa derslerin geri kalanını parmaklıklar ardında verirsin. | Open Subtitles | دعني أوضح لكَ أمراً في حالة لم تكن لديكَ حجّة غياب دامغة بوجودكَ بمكان آخر فإنكَ ستقضي بقيّة أيام تدريسكَ خلف القضبان |
Ölümlü olduğum gerçeği ile yüzleşince, şu an başka bir yerde Daisy ile olmak isterdim belki de. | Open Subtitles | بمواجهة إحتمال وفاتي , ربما أنا أفضل التواجد بمكان آخر مع ديزي ربما |
Cennette değil. başka bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هو ليس موجود بالجنة عليه أن يكون بمكان آخر |
Şu adam yine ararsa söyle, boktan malını başka yerde satsın. | Open Subtitles | عاود الإتصال بذلك الرجل اخبره أن يبيع تلك المعلومة بمكان آخر |
Disk fıtığı olsaydı ağrı başka yerde olmaz mıydı? | Open Subtitles | إن كان لديها فتاق كانت لتتألم بمكان آخر أيضاً صحيح؟ |
Kendi bilgisayarından başka yerde gördün mü? | Open Subtitles | هل شاهدت مدوّنته قطّ بمكان آخر عدا عن حاسوبه؟ |
O halde, burada değil. Belki başka bir yere bakmalısınız. | Open Subtitles | إنها ليست هنا ربما عليك أن تبحث بمكان آخر |
Uyuşturucuları başka yere taşımış olsalar korumaların orada işi ne? | Open Subtitles | إذاً لماذا يحتفظون بكل هؤلاء الحُراس بينما يخفون الممنوعات بمكان آخر |
Öyleyse başka yerden bulman senin için sorun olmamalı. | Open Subtitles | إذاً يجب ألا تجد مشكلة في إيجادهم بمكان آخر |
Açıkçası, aklın başka yerlerde olduğu zamanlarda. | Open Subtitles | من الواضح انك لا تستطيع فعل ذلك لأن بالك يجول بمكان آخر |
Bunu yapmak istiyorsanız başka bir yerden almalısınız. | Open Subtitles | إن أردت أن تفعل ذلك افعله بمكان آخر |
Oraya, Brian. Belki Utah ya da başka bir yer. | Open Subtitles | .(هُنا تماماً (براين - ربما ستخبرني أنت بمكان آخر - |