"بنظرة" - Translation from Arabic to Turkish

• bakış
• bakışta
• göz
• bakışı
• bakınca
• bakışla
• bakışınla
• gözlerle
• bakışıyla
• bakabilir
• bakmak
• bakıyor
• baktı
• bakamadım

Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış.
عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل

Bir, iki, üç ve birden bir bakışta anladım.
هو واحد ، إثنان ، ثلاثة وفجأة ألمحه بنظرة خاطفة

göz atabilir miyim diye merak ediyorum.
وأخذ بعض فيديوهات لسفينة فضائية كنت أتمني أن أحظى بنظرة خاطفة

O muzip bakışı atma. Tamam! Ama senin duyuların hassas:
لاتنظر الي بنظرة الغرور،حسنا اذا كان لديك حس سمع عالي ،اسمع هذا

Ama yakından bakınca, bu lotusun her yaprağı bir köle gemisinin kesiti.
ولكن بنظرة أعمق لهذا اللوتس تكشفُ كل بتلة عن المقطع العرضي لسفينة الرقيق.

- Yakında gerek kalmayacak. Gücü arttıkça, bir bakışla bizi kömür edebilecek.
مع مرور الوقت لن يحتاج لذلك , كلما يزداد قوة سيكون قادر على تحويلنا إلى فحم بنظرة

Biliyor musun en önemli gücün kulağa ne kadar saçma gelirse gelsin bir bakışınla benim inandırmak.
أنت تدرك فعلاً أن قوتك العظمى هي قدرتك على إقناعني بنظرة واحدة فقط مهما بدوت سخيفاً، صحيح؟

boş gözlerle önüne bakıp birkaç dakika öyle... kararsızca ayakta kaldıktan sonra.
..بعد وقوفك مترددة لبضعة لحظات .محدقة بنظرة خاوية

Nazik, vefalı. Bir bakışıyla beni deli olmadığıma ikna edebilecek adam.
لطيف ووفيّ، وبوسعك بنظرة واحدة إقناعي بأنّي لستُ مجنونة.

Sizi havaalanına bırakmadan önce çabucak bakabilir misiniz?
ستكون قضية مزعجة للغاية هلا تقومون بنظرة سريعة

Sap aşağıda. Meyve yenecek zamana gelene kadar çiçek kısmı düşmüş olur fakat bu tozlaşma sürecine basit bir genel bakış.
وتتساقط طرف الزهرة عندما نأكلها ولكن بنظرة أساسية إلى كيفية عمل التلقيح

Bir şey söylemedi. Ama gözlerinde hiç unutmayacağım bir bakış vardı.
لم تقل كلمة,و لكن نظرت لى بنظرة لن أنساها

Sanat falan umurlarında değil Onları bir bakışta tanırım.
هم لا يَهتمّونَ بالفَنِّ. أنا يُمْكِنُ أَنْ أَكتشفَهم بنظرة خاطفة.

Bir bakışta Baron gibi bir erkeğin dizlerinin üstüne çöktürülebileceğini söylediğini hatırlasana.
لتتذكري بأنِك بنظرة واحدة كان بإمكانِك أن تفقدي أي رجل صوابه

Ama dışarıda milletin göz göze gelmek istemediği, bağırıp çığıran geveze salaklardan farkın kalmaz.
في الخارج هناك أنت مجر فم مجنون يصرخ الذي لا يريد الناس أن يتواصلون معه بنظرة

Seni anlamak için kitaplarına gizlice göz atmalıyım.
لكى أفهمك يجب على أن القى بنظرة على كتبك

Bir bakışı için her şeyi yapardım.
و بنظرة واحدة كنتُ لأفعل أيّ شيءٍ لاجلها

Misafirinizin size belli bir bakışı var ve ikimiz de biliyoruz erkeklerin bazı dürtüleri olur.
مستأجرك يرمقك بنظرة معينة، وكلانا يعرف أن الرجال لديهم دوفاع معينة.

Bana on nüsha daha lazım. O postayı dağıtan adam bana bir tuhaf bakınca çekmeyi kestim ama.
تلزمني 10 نسخات إضافية ولكني توقفت لأن ساعي البريد رمقني بنظرة مريبة

Chicago'dan pazarlama müdürü geliyor, ...ve bana attığı ilk bakışla, "Ortama uymuyoruz galiba?" diyecek gibi geliyor.
وأعتقد أنّه سيلقي عليّ بنظرة ويقول بأنّني غير مناسب

Bir bakışınla her şeyden vazgeçerim.
سأتخلى عن كل شيء مقابل أن أحظى بنظرة خاطفة منكِ.

Albayım, izin verirseniz, söylemek isterim ki siz dünyaya, değişik gözlerle bakıyorsunuz.
عقيد، إذا كان بامكاني قول ذلك، أنت تَرى العالمَ بنظرة مختلفةِ.

O da bana her zamanki bakışıyla bakıyor olurdu.
ويكون وقتها ينظر إليّ بنظرة معينة..

Ben de bakabilir miyim?
هل أقوم بنظرة أيضاً ؟

Ortaçağ İslam tıbbına, modern bilimsel gözle bakmak sinir bozucudur.
النظر للوراء للطب الإسلامي في القرون الوسطي بنظرة علمية حديثة لأمر محبط

Komşuların dediğine göre... gayretle hasta karısına bakıyor... her pazar kiliseye gidiyor ve... çok da dürüst bir adammış.
شريفون من الخارج ولكن نظرة عيني لا يمكن خداعها أعلم بنظرة واحدة

Ama adam bana biraz garip baktı. Çünkü pejmürde bir görünüşüm vardı.
حسنا ، رمقنى الرجل بنظرة مضحكة لأن مظهرى كان رثا

Yüzüne iyice bakamadım.
ولم ألق بنظرة فاحصة إلى وجهه وحسب