"بنفس الطريقة التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • aynı şekilde
        
    • aynı yolla
        
    • yaptığı gibi
        
    • yaptığımız gibi
        
    • gibi mi
        
    Hah! Oysa sen her zaman aynı şekilde sevişmekten hoşlanıyorsun. Open Subtitles تحب أن تمارس الجنس بنفس الطريقة التي تفعلها كل مرة
    Bu kadınlar seninle aynı şekilde davranılmayı hak etmiyorlar mı? Open Subtitles هؤلاء النسوة يستحقون بان يعاملوا بنفس الطريقة التي عملتي بها؟
    Canlılar bunu bir milyar yıldan uzun bir süredir aynı şekilde yapıyorlar. Open Subtitles بنفس الطريقة التي كانت تقوم بها الكائنات الحية لأكثر من مليار سنة.
    Kötülükle baş ettikleri aynı yolla, sanırım. Yok ederek. Open Subtitles بنفس الطريقة التي تعاملوا بها بكل شر كما أفترض ، سيقضون عليها
    Örnek olarak, bu ölçekte, bu bağlamda, bunun yaptığı gibi bilgilendirebilen hiçbir şey yok. TED لا شيء يوضح هذا النطاق، على سبيل المثال، داخل سياق، بنفس الطريقة التي تفعلها هذه.
    Bu doğal bir olgu, aynen burada TED'de yaptığımız gibi, insanları biraraya getirerek fikirleri tartışmak. TED انها عنصر طبيعي للتقريب بين الناس، ومناقشة الأفكار - بنفس الطريقة التي نقوم به هنا في تيد.
    1950'lerde olduğu gibi mi ele alacaksınız sorunu? O yıllarda konu sivil savunma kapsamında görülmüş evlerin bodrumunda sığınaklar inşa edilerek grip salgınından korunmaya çalışılmıştı. TED أتريد أن تخاطب خطر الوباء بنفس الطريقة التي خاطب بها الناس في الخمسينيات مسألة الدفاع المدني، و تقوم ببناء مأوى قنابل صغير مضاد لوباء الإنفلوانزا؟
    Muhtemelen, benimle aynı şekilde. Ev sahibi ülkenin adını kullanarak. Open Subtitles بنفس الطريقة التي فعلتها على الأرجح مستخدمين بلدانهم المضيفة كغطاء
    aynı şekilde müzik dinlerken de, onun tamamen buradan bize sunulduğunu varsayarız. TED بنفس الطريقة التي عندما نستمع الى الموسيقى، نفترض أنها كلها تأتي عبر هنا.
    Kameranın Scratch'e bilgi göndermesi yöntemiyle aynı şekilde mikrofonu da kullanabilirsiniz. TED بنفس الطريقة التي تستخدم بها الكاميرا لنقل المعلومات إلى سكراتش، يمكنكم استعمالها أيضا مع الميكروفون.
    100 yıldan daha az bir süre önce, kadınlar oy kullanamıyordu, ve bu normal görünüyordu, aynı şekilde bugün de trafikte bir otobüs görmek normal görünüyor. TED قبل ما يقل عن 100 سنة، لم يكن يحق للنساء التصويت، وبدا ذلك طبيعياً، بنفس الطريقة التي يبدوا فيها طبيعياً اليوم أن نرى حافلة وسط الزحام.
    Bacak bacak üstüne atmayı ve saçlarımızı ehlileştirmeyi öğrendiğimiz gibi aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik. TED ‫بنفس الطريقة التي تعلمنا بها‬ ‫وضع ساقينا فوق بعضهما البعض وتسريح شعرنا،‬ ‫تعلمنا كبح ألسنتنا والتضحية بكبريائنا.‬
    Afrikalıları, çocukken Fide'nin ailesini nasıl gördüysem, aynı şekilde görürdüm. TED لكنت سأرى الأفارقة بنفس الطريقة التي أنا كطفلة، رأيت أسرة فيدي.
    Eski borçlar için geri alacağım. Ben de yaşlı Steve'den aynı şekilde aldım. Open Subtitles آه ، سأحصل عليها مرة أخرى من داتش بنفس الطريقة التي حصلت عليها من ستيف
    Örneğin, karınız kitaptaki karakterlerden biriyle aynı şekilde öldü. Open Subtitles للصدفة زوجتك توفيت بنفس الطريقة التي توفيت بها الأخرى في الكتاب
    aynı şekilde, bence RedHat linux olur, SuSE Linux olur veya Debian Linux olur. Open Subtitles بنفس الطريقة التي اعتقد بان رد هات لينكس جيد أو سوسي لينكس او ديبيان لينكس
    Zamanın başlangıcından beri var olan Waodani halkıyla aynı şekilde yaşıyordu. Open Subtitles وعاش بنفس الطريقة التي عاشها دوماً شعب الوادوني
    O kemik benimle aynı şekilde buraya gelmiş birinin bir parçası. Open Subtitles إنها جزء من شخص ما جاء للحياة بنفس الطريقة التي اتيت انا بها
    Allie, formüle bakıyorum da Kevin'in ilerleyişini durduracak bir yol bulabilirsem aynı yolla paslanmaya neden olan bakteriyi de durdurabilirim. Open Subtitles الي, انني انظر الى المعادلة. واذا استطعت ان اكتشف شيئاً لكي اوقف تقدم كيفين بنفس الطريقة التي اوقفت بها البكتريا, انا
    - Kapak mühürlenerek kapandı. - Mührü aynı yolla geri açabiliriz. Open Subtitles يمكننا نزع اللحام بنفس الطريقة التي ألحمت بها.
    Ama bir yanım da onu,bana yaptığı gibi resimlerle perişan etmek istiyordu. Open Subtitles أظن أن جزءً مني صدق بأن ذلك ما يستحقه بأن يُجرح بصورة بنفس الطريقة التي جرحني فيها
    Natalie bunun arasında bir şeye yapmaya kalkıştığında sen Tommy'nin yaptığı gibi seni terk ediyor hissediyorsun. Open Subtitles الآن تحاول ناتالي أن تفعل شيئاً وسطيّاً، لكنّكَ تشعر أنها تهجرك بنفس الطريقة التي هجرك فيها تومي
    Gözümüzün içine bakan çok ciddi felaketler var ve biz de terörizmde yaptığımız gibi, 11 Eylül'de olmuş olabilecek şeyler gibi bunları inkar ediyoruz. TED هناك فعليا كوارث حقيقية تحدق بنا ونحن لازلنا نتجاهل ذلك بنفس الطريقة التي تجاهلنا بها خطر الإرهاب ، وما كان من الممكن أن يحدث في 11 سبتمبر لولم نفعل ذلك.
    Kafamda bir soru vardı: Latin Amerika'lı çocuklar da Amerikan çocukları gibi mi tepki verir acaba? TED وقد وردني خاطر: هل أطفال الأسبان سيتصرفون بنفس الطريقة التي تصرف بها الأطفال الأمريكيون ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more