"بنوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • tür
        
    • çeşit
        
    • türü
        
    • hissediyorum
        
    Üzgünüm efendim. Trafik tam bir kâbus. Bir tür, sarımsak festivaline yakalandım. Open Subtitles آسف يا سيدي، المرور كان مريعاً، ثم علقت بنوع من احتفالات الثوم
    Evet. Ama belki Rosalee'yle o ne tür bir Wesen aradığımızı biliyordur. Open Subtitles لا، لكن ربما هو و روزالي يعلمون بنوع الفيسن الذي نتعامل معه
    Yapmaya çalıştığımız, çöl dahil dünyanın her yerinde yaşayabilecek tek bir tür meydana getirmek. TED ما نحاول فعله هو الإتيان بنوع وحيد بإمكانه البقاء في أي مكان في العالم، حيث توجد صحراء قاحلة.
    Bu demek oluyor ki, yakın arkadaşlarınızın ve akrabalarınızın 5'te 2'sine bir çeşit kanser teşhisi konulacaktır ve onlardan birisi ölecektir. TED هذا يعني أن 2 من كل 5 أشخاص من أصدقائك المقربين وأقاربك سيتم تشخيصه بنوع من أنواع السرطان، وسيموت واحد منهم.
    koruma kapsülünde bir çeşit güç alanı içinde ortaya çıktı. Open Subtitles لقد ظهر في الغرفة الشاملة بنوع ما من قوة الحقل
    Sanırım yeni bekçim dün gece bir çeşit parti verdi. Open Subtitles أظنّ بانّ حارس بيتي الجديد قد حظى بنوع من الحفلات
    daha uzun yaşamayı bir tür memnuniyet hatta gönül rahatlığıyla kabul ettiğimiz için endişeleniyorum. TED أننا نسمع عن الأمر كثيرا لدرجة أننا أصبحنا نتقبل فكرة العيش طويلا بنوع من الرضى، أو حتى الراحة.
    Avcılar, 40 adım öteden hayvan idrarını koklayabiliyor ve size bunun hangi tür tarafından bırakıldığını söyleyebiliyor. TED ويمكن أن يشم صيادوهم رائحة بول حيوان على بعد 40 خطوة ويخبرك بنوع الحيوان الذي تركها.
    Bombacılar tek bir tür bombaya aşık olur ve ona sadık kalır. Open Subtitles المفجر معجب بنوع واحد من القنابل وهم في غاية التدمير
    Bir tür gayriresmî puanlama yaparız rakamları inanılmaz. Open Subtitles إننا نقوم بنوع من التسجيل الغير رسمى لقد كانت أرقامه مذهلة
    Sevdiklerimizi bir tür törenle uğurlamamızın.... ... sebeplerinden biri budur. Open Subtitles وهي السبب الوحيد الذي يجعلنا نودع أحبائنا بنوع ما من المراسم
    Bir tür değişime uğramış.. Open Subtitles كما إتضح أنه كان يمر , بنوع ما من التحول
    Bir tür beyin anevrizması varmış. Open Subtitles أصيبت بنوع من تمدد الأوعية الدموية في المخّ
    Bu tür pahalı hediyeleri burda kabul etmek, ben kendimi biraz rahatsız hissettim. Open Subtitles لبس مثل هذه الهدية الغالية هناك، سأشعر بنوع من عدم الارتياح إلى حد ما
    Fakat resmettiğim çeşit olasılıklar hakkında düşününce, biraz olsun korku duymalıyız. TED لكن حين نفكر في نوع الاحتمالات التي أرسمها، علينا أن نحس بنوع من الخوف.
    Şiir, birisinin edebiyat amnezisi diye tanımladığı, bir çeşit unutkanlıkla başlıyor, diğer bir deyişle, okuduğunuz şeyleri unutmanız. TED والقصيدة تبدأ بنوع محدد من من النسيان الذي يسمونه البعض حرفياً فقدان الذاكرة، بطريقة أخرى، نسيان الأشياء التي قرأتها.
    Harcamalarımızın %9'u, yanlış kullanım ya da herhangi bir çeşit kötüye kullanım sonucu zarara gidiyor. TED بنوع من أنواع سوء الاستخدام أو الاساءة المقصودة نتجادل كثيراً بأن الناس الذين يعيشون في المنزل
    Parçacıklar yola ulaştığında, bir çeşit engeli hissediyorlar ve karşısında dusaksıyorlar. TED عندما تصل هذه الحسيمات إلى الطريق، إنها تشعر بنوع ما من العوائق، و ترتد عنه.
    Bir çeşit simülasyon yaptık, çünkü video diskleriniz var ve tekrarlıyorum bu 76 senesi. TED وقمنا بنوع من المحاكاة، لأنكم تشاهدون الفيديو ومرة أخرى، كان هذا في عام 76.
    Büyüdüğüm semt bir çeşit kültürel açıdan kodlanmış bir güzellikle doluydu. TED الأحياء التي نشأت فيها كانت مليئة بنوع من الجمال ذي الرمز الثقافي.
    Et işleme sanayisi, yeni bir işçi türü çalıştırmaya başladı: yasadışı göçmenler. Open Subtitles وصناعة تعبئة اللحم هي المعنية بنوع جديد من الهجرة الا وهي الهجرة غير الشرعية
    Ancak bazen hala cinsiyet beklentileri anlamında çok hassas hissediyorum. TED لكن أحيانا أشعر باني ضعيفة أمام الانتظارات المرتبطة بنوع الجنس.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more