kahverengi ve deriden üzerinde baş harflerim var ve sanırım bu. | Open Subtitles | إنها صغيرة بنية اللون. مصنوعةٌ مِن الجلد. عليها أول حروف اسمي. |
Sırf kahverengi ve içinde fındık var diye tadının bok gibi olmaması gerekmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنها بنية اللون و مليئة بالمكسرات لا يعني ان يكون طعمها سيء. |
Hepimiz göze sahibizdir, ... ... ama bazılarımız mavi gözlere, bazılarımız kahverengi gözlere sahibizdir. | TED | تماما مثلما أننا جميعاً لدينا عيون لكن بعضنا لديه أعين بنية اللون والبعض لديه أعين زرقاء |
Dişi; girintili, parlak ve kahverengi olan herhangi bir şey olabilirdi, ne kadar büyükse o kadar iyi olurdu. | TED | بأن الأنثى مبططة و لماعة و بنية اللون وكلما كانت أكبر كانت افضل |
Alenen musluklardan gelen kahverengi ve kokan suyun içmek için güvenli olduğunda ısrar ederek Yardım isteyen halk ile dalga geçtiler. | TED | وسخروا من السكان الذين يطلبون المساعدة في حين كانوا يصرون علنًا أن المياه بنية اللون الخارجة من الصنبور كانت صالحة للشرب. |
Peki Bay Vole, Bayan French'i son kez ziyarete gittiğinizde üstünüzde bir palto ve kahverengi şapka var mıydı? | Open Subtitles | الآن يا مستر فول ، حين ذهبت لترى مسز فرينتش لآخر مرة هل ارتديت معطفا واق من المطر و قبعة بنية اللون ؟ |
O bagaja ilk sen baktın. kahverengi bir torba gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت حقيبة بنية اللون هناك و لا يوجد بداخلها سلاحا ؟ |
Siyah kot ve kahverengi deri ceket giyiyor kısa kesilmiş saçları var. | Open Subtitles | ..يلبس جينز أسود وسترة جلدية بنية اللون شعره قصير |
Siyah kot ve kahverengi deri ceket giyiyor kısa kesilmiş saçları var. | Open Subtitles | يلبس جينز أسود وسترة جلدية بنية اللون شعره قصير |
Üzerimde de kahverengi süet bir yelek var. Ona hislerini anlatacak mısın? Hayır. | Open Subtitles | ـ ونرتدي سترة سويدية بنية اللون ـ هل ستخبرها أبداً بشعورك؟ |
170 boyunca, gözler kahverengi aslında elâ rengi. | Open Subtitles | خمسة وستون كيلو جراماً أعين بنية اللون , بالواقع هي عسلية |
Sadece fail de kahverengi bir takım ve açık yeşil kravat giyiyormuş. | Open Subtitles | لكن اللص كان يرتدي بدلة بنية اللون مع ربطة عنق أخضر مصفر مثلما كنت ترتدى أمس |
Tabii ki sendin. Deri ceket giyiyordun. kahverengi apoletli. | Open Subtitles | كنت ترتدي سترة جلديه بنية اللون بلاثة ازرار |
Dağları çıplak gözle görmen mümkün ve gökyüzü masmavi, içinde kahverengi ya da gri renkler yok. | Open Subtitles | اعنى يمكنك فى الواقع ان ترى الجبال و السماء زرقاء ليست رمادية او بنية اللون |
kahverengi Chrysler arkalı araba için takip istiyorum Tucker White tarafından sürülüyor ve Dover Sokağının doğusuna gidiyor. | Open Subtitles | أريد وضع نشرة أوصاف عن سيارة كرايسلر بنية اللون يقودها تاكر وايت تتجه شرقا عبر شارع دوفر |
kahverengi kazaklı bir adam ve yanında küçük bir kız bu otobüse binmedi mi? | Open Subtitles | هل رجل في سترة بنية اللون الحصول على هذه الحافلة، جنبا إلى جنب مع طفل؟ |
Evet, gerçekten gözlerin kahverengi. | Open Subtitles | نعم، لديك عيون بنية اللون حقا. |
Aynen gözleriniz gibi. Tabii kahverengi olmasalardı. | Open Subtitles | تماما مثل عينيك, ان لم تكن بنية اللون |
Bu içine kahverengi bir saç teli sıkışmış bir buat kutusu. | Open Subtitles | هذا صندوق موصل عليه شعرة بنية اللون |
Çünkü bence sendeki Soya Sosu'na yakından ilk bakan kişinin anında beyaz laboratuvar önlüğünün alt kısmında kahverengi bir leke oluşacak. | Open Subtitles | لأني أعتقد أيّ شخص يتفحّص أول نظرة إلى صلصة الصويا الخاصة بك سيحصل على بقعة ملوثة بنية اللون أسفل الجزء السفلي من المعطف الخاص بالمعمل آجلاً أم عاجلاً |