Ve bırakmaya niyetim yok, öyle mi? | Open Subtitles | ،و أنا أنوي الإحتفاظ بها أليس هذا ما تقوله؟ |
Bok gibi görünmem için bir neden yok, değil mi? Sakinleş biraz. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يجعلنى أبدو قبيحة بها, أليس كذلك؟ |
Belki de hata yaptı. Onu böyle kınamadan önce, bence şüphenin olumlu etkisini ona borçluyuz, değil mi? | Open Subtitles | اعتقد أنه علينا ألا نشك بها , أليس كذلك ؟ |
Bunu söylediğim için bağışlayın ama bu ülke kızım gibi birine sahip olduğu için şanslı, öyle değil mi? | Open Subtitles | .. المعذرة لقول ذلك ولكن أعتقد أن الدولة محظوظة بها أليس كذلك ؟ |
Sana dokunmamı seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحبين الطريقة التي ألمسك بها أليس كذلك؟ |
Bu nasıl gözüktüğümüzle ilgili, değil mi, millet? | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي نلفّ بها أليس كذلك ، يا رفاق؟ |
Benim aldığım bir riskti, değil mi? | Open Subtitles | هذه المخاطرهـ أنا الذي قمت بها , أليس كذلك؟ |
Bu işi yapıyorsun çünkü onunla derin bir bağlantın olduğunu hissediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تؤدين هذا العمل لأنكِ تشعرين بأنكِ على علاقة وطيدة بها أليس كذلك ؟ |
Bu yeni kümenin kendi komuta gemisi olacak, değil mi? | Open Subtitles | هذه المجموعه الجديده سيكون لديها سفينه قياده خاصه بها أليس كذلك ؟ |
Haberi olmazsa, üzülmez de. Öyle değil mi? | Open Subtitles | لكن ما لا تعرفه , انه لا شيء يضر بها أليس كذلك ؟ |
Adam da ilişkisini itiraf etmedi, etmesi de abes olurdu zaten, değil mi? | Open Subtitles | و هو لم يعترف بالعلاقه و لن يعترف بها أليس كذلك؟ |
Canınız çektiğinde, parmağınızı şaklatıp bir fincan kahve yapamazsınız, değil mi? | Open Subtitles | لا تستطيع أن تفرقع أصابعك فقط و تُحضر كوب من القهوة عندما ترغب بها, أليس كذلك؟ |
- Ama yapacak olan kişiyi tanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ولكنكِ تعرفين من يقوم بها أليس كذلك؟ بالطبع |
Aynen bizim tanıştığımız gibi, değil mi? | Open Subtitles | بنفس الطريقة التي التقينا بها, أليس كذلك؟ |
Başlamışken sonunu getir öyle değil mi? | Open Subtitles | لذلك جعلتني مستقيماً وربما قد أتحكم بها, أليس كذلك؟ |