"بهذهِ" - Translation from Arabic to Turkish

• bu kadar
• Böyle
• öylece
• o kadar
• bu şekilde

Bizim yüzümüzden bu kadar korkunç bir şeyin olmasına inanamıyorum.
لا استطيع أن اصدق أن شيئاً بهذهِ الفظاعة حدثَ بسببنا

Ve burası, bu kadar erken gelmeli miydik, bilmiyorum.
و هذا المكان أيضاً أنا لستُ مُتأكِدَة أنهُ كانَ علينا المَجيء بهذهِ السُرعَة

İki haftalığına tatile çıktığımda, tüm hayatımın birden bu şekilde, bu kadar hızlı değişeceğini tahmin edemezdim.
عِندما غادَرتُ مُنذُ أُسبوعين في إجازَة لَم أحلُم أبداً أن تَتَغيَّرَ حياتي كُلَها بعيداً بهذهِ السُرعَة

Onun gözünde bir çocuktum ve Böyle yaparak beni koruduğunu sanıyordu.
ظن أنّي أخته الصغيرة , و أراد أن يعاملنى بهذهِ الطريقة.

Avrupalılarla savaşıyorum diye bana Böyle davranıyorlar.
إنّهم يُعاملونني بهذهِ الطّريقة لأنّني أحُارِبُ الأوربيّين

Zaten onlar da öylece girip hepsini toplayacak değiller ya. Bizi vergi kaçakçılığını takip edelim diye tuttular.
حسناً , لن تذهب السلطات و تعتقلهم بهذهِ البساطة تم إستئجارنا ، لمطاردة ذلكَ المُتهرب من الضارئب.

Evet hatta o kadar harika ki, sana anında bir teklif yapardım.
.أجل ،بالواقع ، إنها مثاليّة لدرجة .أنني سأقوم بمنحك عرضًا بهذهِ اللحظة

Ancak bu şekilde, merhametli olduğunu ve kinci olmadığını gösterebilirsin. Anladın mı?
لكن بهذهِ الطريقة ستعطي إنطباعاً بأنك مُتسامحٌ ولست مُحباً للإنتقام، ألا ترى؟

Aşkın bu kadar acı verdiğini bilmiyordum.
..من المُفترض ان الحب لايكون بهذهِ الصعوبه

Nasıl oldu da bu kadar çabuk cevap verdiniz "Sayın Müşteri"?
كيف تجيب على الهاتف بهذهِ السرعة أيها الزبون؟

Evet, bu kadar çabuk aradığın için sağol.
أجل , شكراً لمعاودتك الاتصال بي بهذهِ السرعة

Bana şunu söyle, her FBI elemanı bu kadar sağlam mıdır?
أخبرني أمراً، هل جميع العملاء الفيدراليين بهذهِ الشجاعة؟

Hiçbir politikacının alamayacağı kararlar. bu kadar basit.
. على الأقل من بين كلّ السياسيين الأمر بهذهِ البساطة

bu kadar güçlü bir kadının düşüncelerini nasıl okuyabilirsin ki?
الآن و بطريقة ما أصبحتِ على يقين بمَ تفكر بهِ أمرأة بهذهِ القوة؟

Böyle dolaşmaya devam ederse bir gün sokak ortasında ölüverecek.
ستقع ميتة في الشارعِ يوماً ما إذا بقيت تتجول بهذهِ الطريقة

Öldük! Böyle mi olacak? Kolunu Böyle mi kaybedecek?
نحن أموات، أهكذا يحدث بهذهِ الطريقة يخسرها

Böyle bir şey, asla düzelmez.
لا يمكنكِ معالجة الأمر بسهولة، أمراً كهذا لا يمكن علاجه بهذهِ السهولة.

öylece bankaya girip de 4 milyon dolar para çekemezsin.
لا يمكنكَ الدخول إلى بنك، و أخذ 4 ملاييد دولار بهذهِ البساطة.

Hayatımıza öylece girerek eski yaraları deşebileceğini mi zannediyorsun?
أتعتقدُ بأن بوسعكَ أن تدخل حياتنا و.. وتقلب المواجع بهذهِ البساطة؟

Ne görüyorum biliyor musun? Bir kadın, o kadar uzun süredir bu işin içinde ki nasıl davranması gerektiğini unutmuş.
أرى أمرأة قضت وقت كبير بهذهِ اللّعبة، حتى فقدت قدرتها على الخدمة.

- Bekle, o kadar hızlı yürüyemem.
انتظرني , أنا لا أستطيعُ أن أتحركَ بهذهِ السرعة.

bu şekilde tasarlanmış bir makinenin varlığı, yokluğuna oranla sizi daha iyi kılacaktır.
وبأنَّ روبوتاً مصمّماً بهذهِ المعاييرِ سيكونُ حتماً أكثرَ فائدةً من روبوتٍ مصمّمٍ من دونها.