| Hiçbir yönetmenin ona rolünü bu kadar çabuk ifade edemediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه لم يسبق لمخرج أن أشركها في دور بهذه السرعة |
| İyi akşamlar, baylar. Sizi bu kadar çabuk görmeyi ummuyorduk. | Open Subtitles | عمتم مساء يا سادة لم نتوقع رؤيتكم ثانية بهذه السرعة |
| Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. | TED | لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة |
| Yani, kurtlar ve sinekler... O kadar hızlı nereden geldiler? | Open Subtitles | لا ادري اقصد الدود والذباب من اين اتى بهذه السرعة |
| Burada sona ermesini ummuştum, ama bu kadar erken değil. | Open Subtitles | لقد تمنَّيت أن أكون هنا بالأعلى، ولكن ليس بهذه السرعة |
| O kadar çabuk değil. Çözmemiz gereken başka bir konu var Bay Ronald. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ، هناك أمر آخر يجب علينا مناقشته ، سيد رونالد |
| Onunla bu kadar çabuk buluşabildiğinize göre bağlantılarınız kuvvetli olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن لديك صلات جيدة لترتيبك مقابلته بهذه السرعة |
| Bunu bu kadar çabuk çözmemiz imkansız. Başka bir donör bulmalısın. | Open Subtitles | لا يمكننا حل هذا بهذه السرعة يجب أن تجد متبرع آخر |
| Güçlerimi kullandığımda, ben bile evden bu kadar çabuk çıkamıyorum. | Open Subtitles | انا لا اغادر المكان بهذه السرعة حتى عندما استخدم قدراتي |
| bu kadar çabuk birini bulmayı beklemiyordum ama oldu işte. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع أن أقابل فتاة بهذه السرعة ولكنني فعلت |
| bu kadar çabuk yayılan sadece bir kaç enfeksiyon var. | Open Subtitles | هناك فقط عدوى قليلة التي يمكنها أن تنتشر بهذه السرعة. |
| Onun bu kadar çabuk ortak olması ne kadar harika. | Open Subtitles | إنه لمن المذهل كيف وصلت إلى منصب الشريك بهذه السرعة |
| Evet, sadece altına kaçırdığında bu kadar hızlı hareket eder. | Open Subtitles | أجل، لا يتحرّك بهذه السرعة إلا عند يود الذهاب للحمام |
| Ama sıtma karaciğerini bu kadar hızlı mahvetmezdi özellikle ona vermediğime göre. | Open Subtitles | لكنّ الملاريا لن تدّمر كبده بهذه السرعة خصوصاً وأنّنا لم نصبه بها |
| - bu kadar hızlı gidebilen biri olur mu hiç? | Open Subtitles | غير معقول كيف يمكن لشيء أن يمر بهذه السرعة ؟ |
| Hiç O kadar hızlı birini görmedim. Onu yedekten almalı. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن رأيت أحداً يتحرك بهذه السرعة يجب ألا يكون على مقاعد الأحتياط |
| bu kadar erken evlenme teklifi etmek istediğinizden emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكد بأنّك تريد فِعلُ هذا بهذه السرعة ؟ |
| O kadar çabuk değil. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ماذا عن قبلة ما قبل النوم ؟ |
| Şimdiden mi bıraktılar seni? | Open Subtitles | هل قاموا بتسريحك بهذه السرعة ؟ |
| - Hoşça kalın. - Hemen mi gidiyorsun? | Open Subtitles | ستغادر بهذه السرعة ؟ |
| Açıkçası oradan Bu kadar kısa sürede... işini bitirip çıkmana şaşırdım. | Open Subtitles | انا مندهش كيف حصلت على دورك وتـخرج بهذه السرعة |
| Yavaş ol bakalım, yerden bitme. Senin adamın Lefty, sopamı çaldı. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ايها القزم رجلك ليفتي سرق مضربي |
| Röportaj vermek için Ne çabuk atladın? | Open Subtitles | كيف تم عمل مقابلة صحفية بهذه السرعة معك ؟ |
| Espri anlayışını şimdiden kaybettiğini söyleme. | Open Subtitles | لا تخبرني أنك فقدت حسّك المرحي بهذه السرعة |
| Dur bakalım. O kadar acele etme. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ماذا عن قبلة ما قبل النوم ؟ |
| - Vay canına! - Umarım korunuyordur. Bu hızla suya atladığında başına neler geleceğini biliyorum. | Open Subtitles | آمل أن تكون لديه حماية عندما يرتطم بالماء بهذه السرعة |
| Yani çok fazla değişim oldu ve her şey Çok hızlı gerçekleşiyor. | Open Subtitles | أَعْني، هناك العديد من التغييراتِ، وهو كُلّ حدث بهذه السرعة. |