| Dünyada 200 ülke var. Biz interneti evrensel bir köy olarak görüyoruz. | TED | بوجد 200 دولة في العالم. نحن نحب الإعتقاد بأن الانترنت قرية عالمية. |
| Eminim o kapının arkasında çok büyük bir şey var. | Open Subtitles | أراهنكَ بأنه بوجد شيء كبير في الجانب الآخر من الباب |
| Beysbol da kolay, kuralları belli, sınırları var... ama kadınlar biraz fazla karmaşık. | Open Subtitles | أيضا من السهل حب كرة القاعدة لأن بوجد بها قوانين و بها حواجز و خطوط و لكن النساء معقدات |
| Emin olmanın iki yolu var. Bir çekiç alıp derin tendon reflekslerine bakın. | Open Subtitles | بوجد طريقتان لفعلها احضروا مطرقة و تفقدو ردود فعله الوترية |
| Şüpheli terörist eylemi. Bir tutuklu var. | Open Subtitles | هناك إشتباه بوجد نشاط إرهابي إعتقلنا واحد منهم |
| Tüm bu olanlardan sonra Dollhouse'un var olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | بعد كل هذا هل تعتقد بوجد بيت الدمى هذا ؟ |
| Şapkaları hakkında,Cidden bir kaç deli şapkası var. | Open Subtitles | بشأن القبعات، بوجد بعض القبعات المجنونة هناك. |
| Hemen yanında kocaman bir tır var. | Open Subtitles | بجوار النادي الليلي بوجد المقطورة الكبيرة |
| Odanızın sadece iki anahtarı var. | Open Subtitles | اسمع , بوجد مفتاحين فقط لغرفتك .. |
| (Gülüşmeler) (Alkış) CA: Ama siz insanlarla ilgili gerçekten çok şaşırtıcı şeyler var. | TED | (ضحك) (تصفيق) ك.أ: لكن بوجد الكثيرمن الأمور الرائعة بحق المتعلقة بمشاهديك. |
| İçinde ne var? | Open Subtitles | ماذا بوجد هنا ؟ |
| Böyle bir şeyin var olabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | ما كنت أؤمن بوجد شئ كهذا |
| Bir bomba var! | Open Subtitles | بوجد قنبلة! |