| Bundan 150 yıl önce, anatomistler çok dikkatli bir şekilde barsağı tarif ettiler -- burada barsak duvarının bir modelini görüyorsunuz. | TED | الآن منذ 150 عام استطاع علم التشريح ان يقوم بوصف دقيق جدا لجدار المعدة .. وها هو واضح على الصورة |
| - Evet bana bir tarif verdi. | Open Subtitles | لقد زودني بوصف جيد هذه هي الشقراء التي هارولد |
| Eger dogru hatirliyorsam sen babani sadakatsiz bir adam olarak.... ...tarif etmistin. | Open Subtitles | إن كنت أتذكر بشكل صحيح, قمت بوصف والدك بانّه رجلٌ خائن |
| Ayrıca evliliğe engel olacak şeyleri ve ayarlarken bunları bilip bilmediğinizi tarif etmenizi emretti. | Open Subtitles | انه يأمرك أيضا بوصف العقبات التي أدت الى ذلك الزواج ورغم معرفتك بها فقد قمت بترتيبه |
| Bak, şu "kahraman" kelimesinden hiç haz almıyorum. | Open Subtitles | انظري... أنا أضيق ذرعاً بوصف "البطل". |
| Evet. Tamamen tarif ettiğim gibi. | Open Subtitles | أجل، حسناً، هكذا بالضبط قمت بوصف هذا للتو. |
| - Ya da bize, seni vuran kişiyi tarif edersin ve seni tekrardan öldürmeye kalkışmayacağını bilerek huzur içinde yatarsın. | Open Subtitles | أو ربما تقوم بوصف الشخص الذي هاجمك، و تكون مرتاحًا أنه لن يعود لينهي عمله. |
| Belirli birini tarif etmiyorum, sadece gerçekleri söylüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقوم بوصف أي شخص تحديداً، أقوم بتوضيح الحقائق فحسب. |
| Evet, az önce tüm gaspları tarif ettin. | Open Subtitles | أجل، لقد قمتي لتوّكِ بوصف جميع المُعتدين. |
| Burada "yaşamak" ile ilgili bir konferanstayız ve "yaşama" deneyimini "fena değil" diyerek mi tarif edeceksiniz? | TED | نقوم بعقد محاضرة حول كوننا على قيد الحياة وستقوم بوصف تجربة كوننا على قيد الحياة بأنها "بخير"؟! |
| Bu şair bunu gökyüzüne doğru açılan bir kapı olarak tarif ediyor - Albert Einstein'ın, izafiyet güçlerinin nasıl çalıştığını anlamaya çalışırken onları nasıl hayal ettiğinin çok benzeri bir tarif. | TED | يصف هذا الشاعر الأمر بأنه يشبه فتح باب يحلق في السماء أشبه كثيرًا بوصف ألبرت أينشتاين لتخيله قوى النسبية عندما كان يجاهد لمحاولة فهم طريقة عملها |
| Bir Kuantum fizikçisine "Dünyayı yaratan nedir?" diye sorarsanız size "enerji" der ve enerjiyi söyle tarif eder; | Open Subtitles | ـ تذهب إلى عالم "فيزياء الكـَـمّ" ـ وتقول ما يخلق العالم؟ ـ فيقول "الطاقة" ـ حسنا، قم بوصف الطاقة |
| Kaynaklarımız, tanığın infazcıyı tarif edebileceğini ama konuşmayı reddettiğini söylüyor. | Open Subtitles | المصادر تؤكد أن الشاهدة يمكنها تزويدكم بوصف... و لكنها رفضت التكلم... |
| Çıkmak istediğimi söyledim fakat yatak odamızı tarif etti, Michael'ın okulunu... | Open Subtitles | قلت لهم بأني أريد الخروج لكن قام بوصف غرفة نومنا .. ومدرسة "مايكل" |
| Barney, biraz önce tarif ettiğin şey iki sevgilinin arasındaki ilişkidir zaten. | Open Subtitles | "بارني" لقد قمت بوصف علاقه بين حبيب وحبيبته |
| Gerçeği söylemek gerekirse Walt bunu nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | بصراحة يا (والت) لا أعرف كيف أبدأ بوصف ما أراه |
| Ve böylece gruptakiler yürüyüşlerini tarif etmeye başladı. | Open Subtitles | و هكذا بدأت المجموعه بوصف طريقة مشيهم |
| Eve girdiğinizde davalının ne durumda olduğunu tarif edebilir misiniz? | Open Subtitles | هلا قمت بوصف حالة المدعى عليه لنا... عندما دخلت إلى المنزل؟ |
| Fakat Sholokhov mavi gökyüzünü güzel bir metafor ile tarif eder. | Open Subtitles | لكن... الكاتب شولوخوف قام بوصف السماء الزرقاء ،باستعارةٍ مجازيةٍ جميلة |
| - Cemaatin yarısını tarif etmiş oldunuz. | Open Subtitles | لقد قمت بوصف نصف زوارنا من الرعية |
| Bak, şu "kahraman" kelimesinden hiç haz almıyorum. | Open Subtitles | انظري... أنا أضيق ذرعاً بوصف "البطل". |