Tamam mı? Sen kendi işini yap, ben de benimkini. | Open Subtitles | ــ أنتِ تقومى بوظيفتك, و أنا أيضاً ــ هذا صحيح |
Sen kendi işini yap, bende kendiminkini, yatta, yatta. | Open Subtitles | ــ أنتِ تقومى بوظيفتك, و أنا أيضاً ــ هذا صحيح |
Sadece işimin bir parçası, seni hayatta tutuyorum ki sende işini yapabilesin. | Open Subtitles | انه فقط جزء من وظيفتي, أن أبقيك حياً لتقوم بوظيفتك |
Ve işine devam ettiğin, ve tekrar raylara geri döndüğün sürece, kendini daha güçlü hissediyorsun. | Open Subtitles | .. ومع استمرارك بوظيفتك ، ورجوعك للمسارات تشعر بالقوة |
Ama dürüst olalım, yeni işinde de eskisinde olduğu gibi abartılıyorsun. | Open Subtitles | لكن دعنا نكون صُرحاء ، أنت شخص مُبالغ في تقديرك بوظيفتك الجديدة كما كان الحال ذاته مع وظيفتك الماضية |
Benim işim de senin işini yapmanı sağlamak, sevsem de sevmesem de. | Open Subtitles | ووظيفتي أن أدفعك إلى القيام بوظيفتك سواء راقني ذلك أم لا. |
Bu şekilde hem işini kaybetmezsin, hem de 700 doları Melinda'ya verirsin. | Open Subtitles | .. بهذه الخطة ستحتفظين بوظيفتك "وستحصلين على 700 دولار من أجل "مليند |
Ve bilmediğin şeylere karışmaktan vazgeçip sadece işini yapmanı öneriyorum. | Open Subtitles | وأنا أقترح أن تتوقفي عن التدخل في أشياء أنتي لا تفهميها فقط قومي بوظيفتك |
Çok çalışıp, dikkatli olmak. Böylece sen de işini yapabilesin diye. | Open Subtitles | تعملين بجد، تبقين مُركزة حتى يمكنكِ القيام بوظيفتك |
Lisansını kurtarmak için, işini değil, ve kesinlikle ilişkini kurtarmak için de değil. | Open Subtitles | كنتُ مهتمّاً بشهادتك، لا بوظيفتك ولا بعلاقتك بالتأكيد |
Bu saçmalık işini kurtarmana yardım etmeyecek. | Open Subtitles | هذا الهراء لن يساعدك في الاحتفاظ بوظيفتك |
İyi bir dinleyici olmazsan işini yapabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك لا تستطيع القيام بوظيفتك بدون أن تكون مستمعاً جيداً |
Sikini kesmek isterdim ama işini keseceğim. | Open Subtitles | ما أريده هو قطع قضيبك ولكني سأرضي بوظيفتك |
Bana sadece burada olarak işini riske atmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني بأنكَ لا تخاطر بوظيفتك بوجودك هنا |
Adımı temize çıkarmak uğruna işini riske atmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أٌريدكِ أن تٌخاطري بوظيفتك في محاولة تبرئة أسمي |
O işini yaptı, sende öyle, ve biz bunun için minnettarız. | Open Subtitles | لقد قام بوظيفته، وأنت بوظيفتك ونحن ممتنون لهذا |
Eğer işine ve hayatına değer veriyorsan bandajlı adamı ne pahasına olursa olsun, tanktan uzak tut. | Open Subtitles | أذا أردت أن تحتفظ بوظيفتك وحياتك التى تعرفها أجعل الرجل الذى يرتدى الضماده لا يدخل ألى الصهريج مهما كلفك الأمر |
Hayır en azından bu şekilde işine devam ediyorsun. | Open Subtitles | لا, انت تعني على الاقل في هذه الحالة لا تزال تحتفظين بوظيفتك |
- Bence sende işinde kalmalısın. - Aw! | Open Subtitles | أعتقد عليك الإحتفاظ بوظيفتك أيضاً |
Ama o işle iyi ilgileniyor,doğru? | Open Subtitles | ولكن على الأقل تركتكِ تحتفظين بوظيفتك, صحيح؟ |
İşinizi basit bir şekilde yaparsanız, kız sizi kovalar. | TED | قم بوظيفتك ببساطه بعدها ببساطه البنت ستلاحقك |
Bu görüşme senin kariyerini çıkışa geçirecek, değil mi, Bay Decker? | Open Subtitles | هذه المقابلة من شأنها الارتقاء بوظيفتك أليس كذلك يا سيد (ديكر)؟ |