"بوعدي" - Translation from Arabic to Turkish

• sözümü
• söz
• sözü
• sözümün
• Sözüme
• düşeni
• verdiğim

Pekala benim Amerikalı savaş tutsaklarım... sözümü tutup sizi serbest bırakacağım.
و الآن يا أسرى الحرب الامريكيين سأفي بوعدي و أطلق سراحكم

Küçüklere, bir söz verdiğimi ve sözümü tuttuğumu söylemeni istiyorum.
هل هذا غير صحيح ، رالف؟ اريدك ان تقول للاصغر سناً انني وعدت باحضار اللحم ولم اخلف بوعدي ، قل ذلك

Evet. Sana bir yer bulacağıma söz vermiştim hatırlarsan. Buldum.
أجل لقد وعدتكِ بإيجاد عمل لكِ و وقد وفيت بوعدي

Babam bana 8 yıl önce verdiğim sözü hatırlattı..
و ابي ذكرني بوعدي الذي قطعته له قبل ثمان سنوات

Ben ya da oğullarımın onlara zarar vermeyeceğine söz verdim ...ve sözümün eriyim.
ولقد قلت كلمتي بأنه لا أنا ولا أبنائي سيؤذونهم، وأنا أفي بوعدي

Önemsediğim birine olan sözümü bozdum ve hatta korkumdan dolayı birini öldürdüm.
لقد نكثت بوعدي لشخص أهتمّ به كثيراً وقتلت رجلاً بسبب خوفي

Senin için yaşayacağıma söz vermiştim! sözümü tuttum.
إتّفقتُ على أن أعيش لك ، و لقد وفيتُ بوعدي

Eh, kesinlikle çok memnunum. sözümü tutacağım, Cedric, eğer sen de tutarsan.
أنا راضية تماماً سأحتفظ بوعدي سيدريك إذا احتفظت بوعدك.

Eğer Altın Yay Ordusu zaferin onuruna sahip olursa Gunhwapyeong'a olan sözümü tutamam.
إذا كان جيش القوسِ الذهبيِ سيأخذ شرف النصرِ فأنا لا أَستطيع الإيفاء بوعدي مَع جونهوابيونغ

Annene, seninle ilgileneceğime söz verdim ve sözümü tutmak istiyorum.
لقد وعدت أمك بأنني سأعتني بكِ و أريد أن أفي بوعدي

Görünüşe bakılırsa karım olursan, sözümü tutmuş olacağım.
كوني زوجتي أمام الناس فقط وأكون قد وفيت بوعدي

Arkadaşlar, söz veriyorum. sözümü yerine getirmek için ölürüm.
هذا وعد يا أصدقائي سأموت في سبيل الوفاء بوعدي

O aptala burada meydan okudum. Ben sözümü tuttum. Geldim.
هنا عقدت الرهان مع ذلك الأبله و أنا أوفيت بوعدي و ها قد عدت

Gördün mü? Ben de sözümü tuttum. Bu rehinelerin hepsi artık serbest.
أرأيت, لقد إحتفظ بوعدي أيضاً, هؤلاء الرهائن أحرار الآن.

Bir gün sana yıldızlarla dolu geceyi göstermek istiyorum söz verdiğim gibi.
يوماً ما ارغب برؤيتك تبرقين .تبرقين كالنجوم في السماء وكما وعدت سأفي بوعدي.

Ve sonra annemi o büyük acılar içinde gördüğüm zaman, ona verdiğim sözü tutmaya karar verdim, ve ona çok iyi baktım.
بعد أن رأيت أمي تمر بكل هذا الألم قررت أن أفي بوعدي لها و أعتني بها

Aşağı yukarı ben de sözümün eriyimdir yani.
أودّكَ أن تدرك أنّي رجل ألتزم بوعدي فحسب

Sözüme güvenmen bir onur, evet.
نعم , و أنا أشعر بالتواضع لأنكي ستقبلين بوعدي , نعم

Ben kendi üstüme düşeni yaptım.
لقد أحتفظت بوعدي.