"بيئتهم" - Translation from Arabic to Turkish

• Çevrelerini
• ortamlarının
• ortamlarında
• çevrelerine
• kendi yaşam
• çevreye uyum
• çevrelerinde

Bu yaratıklar mikroskobik simyagerler, kimyasal cephanelikleriyle Çevrelerini değiştirme yeteneğine sahipler.
هذه الكائنات هي الكيميائيون المجهريون، مع القدرة على تحويل بيئتهم مع ترسانة من الأدوات الكيميائية.

Çevrelerini güzelleştirmek ve onarmak onlara sahipliğin gururunu veriyor.
ـ تجميل وإعادة تشكيل بيئتهم المحيطة تمنحهم الفَخر بالملكية

Doğal ortamlarının yollar tarafından tahrip edilmesi yiyecek kaynaklarından veya eş bulmaktan mahsur kalmalarına neden olur.
بيئتهم قسّمت بسبب الطرق وجعلتهم محصورين في أماكن ضيقة قطعت عنهم مصادر الغذاء وفرص تلاقي الرفاق

Bahsettiğim şey şu: Toplulukları desteklediğimiz zaman kendi ortamlarında yerleşmiş olurlar.
وهذا ما أتحدث عنه: عندما نكون قادرين على دعم أفكار المجتمعات المتجذرة في بيئتهم الخاصة.

Arkadaşım, yemek servisinde çalışıyor ben de buraya bedava yemekler ve zengin ve ünlüleri doğal ortamlarında görmek için geldim.
،صديقي أحد الممونين لذا ربطت على طول للطعام المجاني ولمشاهدة الأغنياء والمشاهير في بيئتهم الطبيعية

Virüsler, temel olarak, protein üretmeye başladılar ve çevrelerine zarar verdiler.
بدأت الفيروسات، في الأساس، إنتاج البروتين وتدمير بيئتهم.

Bense sadece kendi yaşam alanlarına dönsünler istiyorum.
أنا فقط أريد إعادتهم .إلي بيئتهم الأصلية

Biliyorsunuz, örümcekler bulundukları çevreye uyum sağlamak için renk değiştirirler.
تعرفي, هناك عناكب يمكن أن تغيّر لونها للمزج في بيئتهم.

böylece insanlar çevrelerinde hem maddi hem de bireysel paya sahip olacaklar.
ثم الذين لديهم نصيب مالي وشخصي في بيئتهم

Çevrelerini acımadan yeniden mi düzenleyeceksin?
سأعيد تهيئة بيئتهم من جديد؟

Bunun sebebi, Çevrelerini kontrol etmedeki üstün başarılarına karşın.... ... başka bir çevrede, kendi düşüncelerinde, sıkışıp kalmalarındandır.
ذلك , لأنهم وخلال كل ما حققوه من نجاح- في التغلب على بيئتهم المادية إلا أنهم كانوا محاصرين داخل بيئة أخرى- بيئة من صنع عقولهم هم

Çünkü sudan karaya çıkan ilk hayvanlar yeni ortamlarında duyma ile ilgili büyük sorun yaşamış olmalılar.
لأن أول الحيوانات التي زحفت للخروج من الماء الى اليابِسَة كانت لديهم صعوبة كبيرة في سماع أيّ شيء في بيئتهم الجديدة.

Watchdogs'u bir de doğal ortamlarında görelim.
لنر كيف تبدو كلاب الحراسة في بيئتهم الطبيعية

Zeki hayvanlardır, yeni bir yırtıcı çevrelerine geldiğinde zeki hayvanlar çabucak duruma uyum sağlarlar.
انهم حيوانات ذكية والحيوانات الذكية تتكيف بسرعة عندما يكون مفترس جديد دخل الى بيئتهم

Belki de, onları kendi yaşam alanlarında incelemeye çalışıyordur.
ربما هو يحاول الاطلاع عليهم في بيئتهم

Bazı örümcekler çevreye uyum göstermek için renk değiştirebilirler.
تغيّر بعض العناكب ألوانها للمزج في بيئتهم.

Hastalar kendi çevrelerinde pasif katılımcılar olmak yerine olayın başına geçiyorlar.
ـ علاج بالدرجة الأولى ـ يصير المرضى عملاء في بيئتهم ـ بدل من كونهم مجرد مشاركين سلبيين