| sen o silahı elinde tutarken hiç bir şeyi tartışamayız. | Open Subtitles | بينما أنتِ تمسكين المسدس، لن نتمكن من مناقشة أيّ شيء. |
| sen uyurken diş perisi gelip onu bir çeyreklik ile değiştirecek. | Open Subtitles | و بينما أنتِ نائمة ستزوركِ جنيّة الأسنان و تستبدله بربع دولار |
| Kabul ediyorum, sen hastayken o tehlikeli hareketleri yapmandan pek hoşnut değildim. | Open Subtitles | لا أعترف بأنني لم أكن سعيدة بعملك لحركات خطيرة بينما أنتِ مريضة |
| Hazır buradayken dalış yapmak istemediğinize emin misiniz? | Open Subtitles | هل أنت متأكدة من أنك لا تريدين أخذ دروس الغطس بينما أنتِ هنا؟ |
| Hazır buradayken biraz eğlendirebilirim çünkü muhtemelen bununla kafayı yiyorsundur. | Open Subtitles | بوسعي أنْ أمدكِ ببعض المرح بينما أنتِ هنا |
| İşin içine iyice girmişken sonraki savaş planımızı da sen tasarla. | Open Subtitles | ربّما يتعيّن عليكِ تخطيط خطّة معركتنا التالية بينما أنتِ على شفيرها. |
| Zenginken nerede olduğuna bak onun ve sen barda çalarken masaları bekliyorsun ? | Open Subtitles | انظري، أين كانت عندما كانت فاحشة الثراء بينما أنتِ تخدمين في الحانات والمطاعم |
| Ama sen Kubbe'nin bize neden ihanet ettiğini merak ederken ben bizi öldürmeden önce onu nasıl durdurabileceğimizi merak ediyorum. | Open Subtitles | لكن بينما أنتِ مشغولة في السؤال عن سبب خيانة القبّة لنا، إنّي أسأل عن كيفيّة إيقافها قبل أن تقتلنا جميعاً. |
| Hayır, hayır. sen o kadar eğlenirken yalnız başıma bekleyecek değilim. | Open Subtitles | أنا لن أنتظركِ بينما أنتِ تحصلين على كل متعة القتال |
| Maphias ve ben saldırıya buradan liderlik edeceğiz... sen ve diğerleri kendinizi silahlandırıp, yapabileceğiniz şeyi yaparken... | Open Subtitles | بينما أنتِ والآخرين تسلحون أنفسكم ..وتفعلون ما بوسعكم |
| Terası olan biri, ki sen değil. | Open Subtitles | شخص ما لديه شرفة بينما أنتِ لا تمتلكين واحدة |
| Donny'yle baban bütün gün ev işleriyle uğraşırken... sen burada kim bilir ne tür bir hayat yaşıyorsun! | Open Subtitles | وهناك البيت عليكِ الاهتمام بهم داوني وأباك يفعلوا كل شئ لأنفسهم بينما أنتِ هنا تعيشين حياة. الله أعلم بها |
| Yani, ben istediğimi izlerken sen de küçük alanda senin istediğini izleyebilirsin. | Open Subtitles | لتجعليني أشاهد البرنامج الذي أريد بينما أنتِ تشاهدين برنامجك في الزاوية الصغيرة في اعلى الشاشة هنا |
| sen Glory'yle dövüşürken yardakçılarını birkaç sağlam baltayla oyalayabiliriz. | Open Subtitles | بعض من الفؤوس ينبغي أن تصد رفاق جلوري بينما أنتِ تقضين علي السيدة بنفسك |
| Ben hiçbir şeyi hatırlayamıyorken, sen ölü birini 10 sene boyunca unutmadın. | Open Subtitles | ..يوجين ..لا أستطيع أن أتذكر أي شئ ..بينما أنتِ لم تنسيني طوال عشر سنوات ..أنا لم أقدم لك شيئاً يجعلني أستحق كل هذا |
| İstersen, sen dua ederken arabaya göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | إذا رغبتِ سأراقب السيّارة بينما أنتِ تصلّين |
| Hazır buradayken ne zaman büyük bir olay olsa yani mesela bir deprem ya da yolsuzluk olayı neden odak noktasını her zaman bir ünlüye çekiyorlar? | Open Subtitles | مرحباً، بينما أنتِ هنـا أيمكنك معرفة لما في كل مرة يكونهناكقصةكبيرةأقصد مثل.. زلزال أو فسـاد في الحكومـة |
| Harika, Hazır başlamışken neden annemi de aramıyorsun? | Open Subtitles | عظيم، لما لا تتصلين بأمي بينما أنتِ على الأمر ؟ |
| Canım Hazır aşağılara inmişken topları da halletsen ya? | Open Subtitles | عزيزتي ، بينما أنتِ بالأسفل ربّما يمكنكِ تنظيف الخصيتين ؟ |
| Hazır buradayken Tassajara'ya bir bakmalısın. Belki sessiz meditasyonda birkaç gün geçirirsin. | Open Subtitles | رُبما يجب أن تطلعي عليهم بينما أنتِ هنا وتحصلي على بعض العلاج الهادئ |
| Hazır buradayken bir federal ajanı da halledebilir misin? | Open Subtitles | ربما بأمكانكِ الأهتمام بأمر عميل فيدرالي من أجلى بينما أنتِ مستعدة |