pişman mısın? Onu buna maruz bıraktığın, öbür yanını gördüğü için? | Open Subtitles | هل تأسف لذلك لتعريضها إلى ذلك وانها رأت ذلك الجانب منك |
- Bahse girerim buraya geldiğin için pişman olmuşsundur. - Duruma bu şekilde bakamayız değil mi? | Open Subtitles | أراهن أنك تأسف لمجيئي هنا الآن لا نستطيع النظر من تلك الوجهة.أليس كذلك |
Benim için Üzülme. Zaman çok çabuk geçiyor. | Open Subtitles | لا تأسف على حالى, ان الوقت يمر سريعا جدا |
Üzülme. Sen olmasaydın burada olmazdım. | Open Subtitles | لا تأسف لقد كان من أجلك , وإلا لما كنت ُهنا |
üzgün Olma. Senin üzgün olmandan yoruldum. Bunu yapma. | Open Subtitles | لا تكن أسف، لقد تعبت من كثر ما تأسف ،لا تفعل |
Dileme ve arama. | Open Subtitles | لا تأسف يا قلبي، فقط لا تتصل. |
Ne için üzgünsün? - Bu senin için başka bir hikaye olur. | Open Subtitles | ما الذي تأسف لأجله؟ |
Bakın, eğer ne kazandığınızı öğrenmek bir kaç dakika daha verirseniz, eminim pişman olmayacaksınız. | Open Subtitles | انظر ، إذا أخذت دقيقة فقط للاستماع لما لديّ أنا متأكّدة أنّك لن تأسف لذلك |
- Bu bir zaman kaybı. - Athar size yardım edemediği için pişman oluyor. | Open Subtitles | هذه إضاعة للوقت آثار تأسف أنها لا يمكنها مساعدتكم |
İşler bu haldeyken, bana yardım ettiğine pişman mısın? | Open Subtitles | بمعرفتك ما تعرفه الآن هل تأسف لمساعدتك لي؟ |
Keşke plakasını alsaydım. Buna pişman olurdu. | Open Subtitles | ليتني رأيت رقم لوحة الترخيص كنت سأجعلها تأسف |
Çünkü morali çok bozuktu ve şimdi de pişman. | Open Subtitles | السبب كانت في مكان سيئ حقا ، والآن فإنها تأسف لذلك. |
Takımı denemedim bile çünkü oynayamayacak kadar kısa olduğun için Üzülme diye. | Open Subtitles | لم أحاول أساساً التفكير في الفريق لأنني لم أردكَ أن تأسف لعدم قدرتكَ على اللعب |
Mutlu görünüyorlar. David'den ayrılmana üzüldüm. Üzülme. | Open Subtitles | يبدوان سعيدين. أنا آسف من أجل دايفيد. لا تأسف. |
Üzülme. Belki de bu işte de bir hayır vardır. | Open Subtitles | لا تأسف لعلّها نعمة نتوسّمها نِقمة |
'Jessie teklifinizi reddettiği için çok üzgün, özellikle Yüzbaşı Brown... 'onun evlendiğini görmek istediğini söylediğinden beri... | Open Subtitles | جيسي تأسف علانية رفضها للخطبة و يقول الكابتن براون أنه يود رؤيتها تتزوج |
Bob, eğer yanlışlıkla incindiysen şunu bil ki Ford çok üzgün. | Open Subtitles | بوب ، فـورد ، تأسف فعلآ اذا شعرت بأساءة معاملة في يوم ما |
Dileme ve arama. | Open Subtitles | لا تأسف يا قلبي، فقط لا تتصل. |
Özür Dileme. | Open Subtitles | لا تأسف |
- Neden üzgünsün? | Open Subtitles | ما الذى تأسف لأجلة ؟ |
Hiç kimsenin hoşuna gitmese bile... Sonradan pişmanlık duymak istemezsin. | Open Subtitles | حتى لو ادىّ ذلك لإيذاء شخص ما ولا تأسف لذلك |
Dert etme. Ben de öyleyim. | Open Subtitles | لا تأسف على نفسك, وأنا كذلك لا أواعد |
ÖIdürdüğün insanlara üzülmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تأسف للأشخاص الذين قتلتهم |
. ..durumdan oldukça harap olmasından dolayı genel bir özür diledi. | Open Subtitles | تأسف بشكل علني لأن دولته ذات أرض مسطحة |
Neden özür diliyorsun ki? | Open Subtitles | لماذا تأسف بحق السماء؟ |