"تأهب قصوى" - Translation from Arabic to Turkish

    • alarm
        
    • alarma
        
    • alarmda
        
    Bazı balıklar ise sanki alarm vermiş gibi yaşam ortamlarında daha çok devriye gezip yavrularıyla daha az ilgileniyor. TED وتُمضي بعض الأسماك وقتًا أطول في حراسة حدودها ووقتًا أقل في رعاية صغارها، وكأنها في حالة تأهب قصوى.
    Olan şey şu anda elinizde bir kırmızı alarm olması. Open Subtitles ما يحدث هو ? أننا قد حصلت على حالة تأهب قصوى في يديك؟
    alarm durumuna geçeceğiz ve telefonlarımızın çalmamasını umacağız. Open Subtitles ندخل في حالة تأهب قصوى ضد الإرهاب ونأمل ألا ترن هواتفنا
    Başkan her altına kaçırdığında, kırmızı alarma geçiyoruz. Open Subtitles نحن في حالة تأهب قصوى كل ما عانى الرئيس من إسهال
    FBI, C.I.A., NSA -- Hepsi 24 saate kalmadan... en üst seviye alarma geçecekler. Open Subtitles الإف بي آي, السي آي إيه والـ إن إس اي.. كلها ستكون في حالة تأهب قصوى وبعدها..
    Yüzbaşı, tüm karargahın kırmızı alarma geçmesini istiyorum. Open Subtitles أيّها القائد، أريد القاعدة بأكملها في حالة تأهب قصوى
    Yaratığın son gelişi sebebiyle oluşan kafa karışıklığına rağmen NATO, Birleşmiş Milletler ve koalisyon güçleri kırmızı alarmda bekliyor. Open Subtitles بالرغم من الأرتباك الناجم عن الظهور الأخير للمخلوق، الأمم المتحدة والناتو وقوات التحالف لا يزالون في حالة تأهب قصوى.
    Uzaylı şakası iddialarına karşın NATO kuvvetlerinin kırmızı alarmda oldukları bildirildi. Open Subtitles بغض النظر عن الادعاءات بوجود خدعة، فقد بلغنا أن قوات النيتو في حالة تأهب قصوى
    Ulusal Güvenlik, Başkent'te alarm seviyesini yükseltmeyi ve gözetlemeyi arttırmayı düşünmüştü. Open Subtitles يجعلك تفكر أن الأمن القومى قام بوضع العاصمه فى حاله تأهب قصوى وقام بزياده المراقبه
    Dün akşam Başkan'ın da bulunduğu yardım organizasyonundaki olası terörist saldırının ardından başkent yüksek alarm durumunda. Open Subtitles بعد هجوم أرهابي محتمل في حفل جمع التبرعات الرئاسي البارحة العاصمة في حالة تأهب قصوى
    Yakında bir saldırı olmamasına rağmen şehir alarm durumunda. Open Subtitles بالرغم من قلة الهجمات الأخيرة، ما زالت المدينة في حالة تأهب قصوى.
    Ulusal Güvenlik, tüm Birleşik Devletler petrol tesislerinin alarm seviyesini yükseltmiş. Open Subtitles الأمن الداخلي وضع جميع منشآت الولايات المتحدة النفطية في حالة تأهب قصوى .
    Tüm cennet alarm durumunda. Open Subtitles السماء بأكملها في حالة تأهب قصوى
    Tüm Avusturya polisi alarma geçmiş durumda. Open Subtitles الشرطة النمساوية بأكملها فى حالة تأهب قصوى
    Firardayken çevrenizdeki en küçük bir değişiklik bile sizi alarma geçirebilir. Open Subtitles عندما تكون فاراً حتى أصغر التفاصيل في بيئتك يمكنها أن تضعك في حالة تأهب قصوى
    O zamana kadar, dikkatli davranmalıyız. Bugünden itibaren, alarma geçiyoruz. Open Subtitles الى ذلك الوقت علينا بالعمل بحرص منذ اليوم نحن في حالة تأهب قصوى
    FBI, Ulusal Güvenlik, Eyalet Polisi, hepsi üst seviye alarma geçirildi. Open Subtitles مكتب التحقيقات الفدراليه و الامن القومي والشرطة ،، كلهم في حالة تأهب قصوى
    Herkes bu çocuklar için alarma geçmişti. Open Subtitles الجميع كان في حالة تأهب قصوى لهؤلاء الأطفال،
    Guvenlik gucleri salamankada kirmizi alarmda, Open Subtitles خدمات الأمن هنا في سلمنقة في حالة تأهب قصوى
    Deniz piyadeleri fırın aracını bulduğumuzdan beri alarmda. Open Subtitles قوات المشاه كانت فى حاله تأهب قصوى منذ أن عثرنا على شاحنه المخبز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more