sana zarar veriyordu, artık zarar vermek istemiyor, bu sorunu çözecek. | Open Subtitles | هي تأذي وهي لاتريد أن تؤذى وهذا سيجعل كل شيء ينتهي |
Hızla artan nüfusla birlikte, en fakir ve en zayıflara orantısız biçimde zarar verecektir. | TED | انها سوف تؤذى بطريقة غير تناسبية افقر و اضعف الاشخاص وزيادة ارتفاع الكثافة السكانية |
Seçtikleri yaşam tarzının kimseye zarar vermemesi ve kanunlara ya da kamu düzenine aykırı olmaması koşuluyla. | Open Subtitles | بشرط أن طريقة الحياة التى يختاروها لا تؤذى أحداً وهذا خطر بالنسبة للقانون أو الأداب العامة |
Teslim olursak ve seninle geri dönersem, bu adamın canını yakmayacağına söz verirmisin? | Open Subtitles | اذا أستسلمنا و عدت معك أتعد أنك لن تؤذى هذا الرجل |
Kendine zarar verebilir ve gözünüz üstünde olsun. | Open Subtitles | تحت ناظريك أبعدى عنها كل وسيلة تؤذى بها نفسها |
Lütfen, dikkatli ol. Kendine zarar vermeni istemem. | Open Subtitles | . من فضلك كونى حذرة , لا اُريدك أن تؤذى نفسك |
Gayet lüks, havalı. Azıcık kokain parasından bir zarar gelmez. | Open Subtitles | ، ملابس برَّاقة أنيقة , و بعضا ً من المال لن تؤذى أحدا ً |
-Gitmem lazım. -Neden herkese zarar veriyorsun? | Open Subtitles | ـ يجب أن أذهب ـ لما يجب أن تؤذى كل شيء ؟ |
-Gitmem lazım. -Neden herkese zarar veriyorsun? | Open Subtitles | ـ يجب أن أذهب ـ لما يجب أن تؤذى كل شيء ؟ |
Haklarında ne biliyoruz? - Haçlar. Vampirlere zarar verir haçımız var mı? | Open Subtitles | الصلبان تؤذى مصاصى الدماء هل لدينا صليبا ؟ |
Cordesh'i konukçuya zarar vermeden çıkarmaya çalışın. | Open Subtitles | حاولوا إنتزاع كورديش من المضيف دون أن تؤذى |
Kendine zarar vermeden önce yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | علينا أن نؤمن لك المساعدة قبل أن تؤذى نفسك |
Ayın doğmasına on iki saat var. Birine zarar verecek olursa... | Open Subtitles | تبقى 12 ساعة حتى ظهور القمر ، و ثم تؤذى أى أحد |
Yani kendine zarar verebilir mi? | Open Subtitles | تَعْني، بأنهاْ يُمْكِنُ أَنْ تؤذى نفسها ؟ |
Sağı solu belli değil ama birine zarar vereceğini sanmıyorum, efendim. | Open Subtitles | سيدى , أنا أعرف أنها متقلبة لكنى لا أعتقد أنها قد تؤذى أى شخص |
- Evet, ama sizi tehdit etmedi ve bedensel bir zarar vermedi. | Open Subtitles | نعم, ولكنها لم تهددك او تؤذى اى احد فى الواقع |
Önce insanlara zarar verip sonra özür dileyerek günahlarından arınamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تؤذى الناس وبعد ذلك تقول أنك آسف وسيُغفر لك |
Herkesin kakası gelir, bazen insanın canını yakar. | Open Subtitles | الجميع يفعلها. انها تؤذى فى بعض الاحيان. |
Dinle Harlan. Hala kimseyi incitmedin. | Open Subtitles | هارلين ) اظن انك لمن تؤذى اى احد بعد |
Her neyse, benim duygularımı incitmezsin. | Open Subtitles | على أى حال ، لن تؤذى مشاعرى. |
Sen bir sineği bile incitemezsin, Bertram. Tabi eğer zaten ölmemişse. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تؤذى ذبابة إلا إذا كانت قد فارقت الحياة |
O kimseyi incitmez. | Open Subtitles | كلّا, إنها لا يُمكِن أن تؤذى أحداً. |
Aksi halde kalbini bir erkeğe kaptırırsın ve incinirsin. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك، أنت فقط تُعطي ... قلبك إلى فتاة واحدة . و بعد ذلك تؤذى |