Formalite gereği, annesi, Erwin'i evlatlık vermek istediğini teyit etmeliydi. | Open Subtitles | و أثناء اكمال المعاملات الرسمية تم الطب من أمه أن تؤكد على قرارها السابق لكي تجعل من ايروين جاهزا للتبني |
Sana derdimi söyleyeceğim, karşımda hiç dinlemeyen bir kadın var. Morgdaki bağlantım onu doğruladı. Ceset bu gece erken saatlerde bulunmuş. | Open Subtitles | سأخبرك ما مشكلتي، لدي امرأة هنا لا تصغي إلي مصادري تؤكد اكتشاف جثة الليلة |
Kaynaklarımıza göre bütün yolcular taşındıktan sonra CDC uçağı kasıtlı olarak yaktı. | Open Subtitles | هناك مصادر تؤكد ان الطائرة تعرضت لهجوم بعد نقل كل ركاب الطائرة.. |
Bu fotoğraf onun bu adamla tanıştığını gösteriyor sadece, değil mi? | Open Subtitles | تمهل .. تمهل هذه الصورة تؤكد لنا انها قابلت الشخص المنشود.. |
51. Bölge, büyük bir düşman kuvvetine yetecek kadar var olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | المنطقه 51 تؤكد أن هناك حالياً بما فيه الكفاية لإبطال قوة العدو الكبيرة |
Renee'nin grubu dün orada olduğunu onayladı, ama bir arkadaşıyla koşmuş. | Open Subtitles | مجموعة رينيه تؤكد وجودها معهم البارحة ولكنها ركضت مع صديقة. كانت متأخرة؟ |
Bir Belediye Meclis Üyesinin suçlanmasının yaklaştığını, doğrulayabilir ya da inkar edebilir misiniz? | Open Subtitles | يمكنك أن تؤكد أو تنفي أن لائحة الاتهام من كولنز الوزيره وشيكة؟ |
Houston, konuşlandırılacak roket için K.U. anten kapsama alanının yeterliliğini teyit edebilir misin? | Open Subtitles | هيوستن"، هل تستطيع أن تؤكد التغطية" "الهوائية الجيدة لل"كى.يو إنكو"، هنا مدير الطيران" |
...teyit edilen habere göre, Lee Jay Spalding'in vurulması olayıyla ilgili olarak aranan kaçak Mick St. John Wilshire Bölgesinde yetkililere teslim oldu. | Open Subtitles | التقارير تؤكد بأن الهارب هو المحقق جون أراد الإتصال بإطلاق النار في مناوشته مع لي جاي تحول |
Hizmetçi doğum günü dedi. Bunu teyit ettirmen lazım. | Open Subtitles | حسنا، أنت يجب أن تؤكد ذلك الآن أليس كذلك؟ |
Kan testi potasyum düşüklüğünü doğruladı. Kalçasındaki his kaybını açıklıyor. | Open Subtitles | فحوصات الدم تؤكد مستوى البوتاسيوم المنخفض مما يفسّر انعدام الحسّ في وركها |
"Birkaç polis kaynağı, Güney Norveç'te büyük bir soygun plânlandığını doğruladı. | Open Subtitles | العديد من مصادر الشرطة تؤكد أن هُناك عملية سطو كبيرة |
Polis, Middleton Kampüsü'nde, öğrenci birliğinin evinde bir kadın cesedi bulduğunu doğruladı. | Open Subtitles | الشرطة تؤكد ان جثة امراة وجدتفيمنزلكاباكابا في الحرم الجامعي لميدلتون |
Çalışmalara göre, ideal hidrasyon felç riskini azaltabilir, diyabeti yönetmenize yardımcı olabilir, potansiyel olarak bazı kanser türlerinin görülme olasılığını azaltır. | TED | الدراسات تؤكد أن ترطيب الجسم يقلل خطر السكتة الدماغية و موازنة السكر في الدم ، و يقلل خطر الإصابة بالسرطان |
Fairview'dan gelen haberlere göre bir arabalı sinema yıkılmış. | Open Subtitles | التقارير التى وصلت من فيرفيو تؤكد أن سينما السيارات قد دمرت |
Ve bütün belirtiler... yılından önce ateşlediğini gösteriyor. | Open Subtitles | وكل الاشارات تؤكد انها كانت تستخدم في العشرينات |
Ve bütün belirtiler... 1920 yılından önce ateşlediğini gösteriyor. | Open Subtitles | كانت تحفة وكل الاشارات تؤكد انها كانت تستخدم في العشرينات |
Teyla'nın hâyali sadece benim şu ana kadar söylediklerimi onaylıyor. | Open Subtitles | رؤية تايلا تؤكد لنا ما نقوله منذ البداية |
- Barmen iki pilotla beraber, altı hostesin de içtiğini onayladı. | Open Subtitles | آبي؟ تؤكد ساقية الحانة أن الطيّارين كلاهما |
MİH'nin Körfez bölgesinde 56 denetçisi olduğunu doğrulayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل تؤكد أن موظفي الوكالة هم 56مفتشًا في منطقة الخليج؟ |
Bu laboratuar sonuçları yıllardır vaaz çektiğim şeyi kanıtlıyor fosforilasyon enzim emiliminde kilit noktadır. | Open Subtitles | ستون هيل: هذه النتائج تؤكد ان المختبر سوف يستغرق وقتا طويلا للتأكيد هذا هو مفتاح الفسفرة لانزيم الاستيعاب. |
Çoğu ilişkinin böyle başladığını doğrulayan başka araştırmalar da var. | TED | وهناك دراسات أخرى تؤكد بأنّ معظم العلاقات تبدأ بهذه الطريقة. |
Şimdi, araziyi şöyle bir incelediğimizde... 104 ve 105 numaralı barakaların ağaçlara en yakın barakalar olduğu rahatlıkla görülebiliyor. | Open Subtitles | الآن , حتى النظرة السطحية على المكان تؤكد لنا أن الأكواخ 104 , 5 هى الأقرب إلى الأشجار |
Bu konuşmayı özel olarak yaptığımız gerçeği var ya bunun yanlış olduğunu senin de bildiğini söylüyor bana. | Open Subtitles | وحقيقة ان هذه المحادثة تتم علي انفراد تؤكد لي |
Crohne'un Başbakanla görüştüğü bilgisini aldığımızı söylesek bunu doğrular mısınız? | Open Subtitles | هل لك أن تؤكد اذا كان كرون يلتقي برئيسة الوزراء؟ |
Başkan yardımcısı Nichols'un felç geçirdiği doğrulandı. | Open Subtitles | تقارير تؤكد بأن نائب الرئيس نيكولاس عانى من جلطة قوية بالفعل |
Sadece hasta halini doğrulayacak mıydınız? | Open Subtitles | هل من الممكن ان تؤكد حالة المريضة؟ |
son olarak, toplumsal etkisine baktigimizda, orkestralar, kulturun yaratildigi alanlaridir, yeni anlamlarin dogdugu ve degis tokus edildigi yerlerdir. | TED | وأخيراً, المحيط الإجتماعي, الأوركسترات تؤكد بأنها المسافات الإبداعية في المجتمع ومنابع للتبدال والمعاني الجديدة. |