"تؤمن به" - Translation from Arabic to Turkish

    • inandığın
        
    • inanıyor
        
    • inanıyorsun
        
    • inandığı
        
    • inanıyorum
        
    • inandığını
        
    • inanıyorsan
        
    • inandığınız
        
    • inanmak
        
    • inanmıyor
        
    Sana dünya dışı yaşamın varlığı hakkında inandığın her şeyin gerçek olmadığını söyledi. Open Subtitles أخبرك بأن كل ما كنت تؤمن به.. عن وجود حياة خارج كوكب الأرض هو غير صحيح.
    "İnandığın şeyleri sen seçmezsin. Onlar seni seçer." Open Subtitles أنت لا تختار الأشياء التي تؤمن به هي التي تختارك
    Hayatta, inandığın için yaptığın ya da yapmadığın bazı şeyler olmalı. Open Subtitles لا بدّ وأنّ هنالك أمراً بحياتك تفعله أو لا تفعله لأنك تؤمن به ببساطة
    Kız, kötü büyücünün gücüne inanıyor ve hala hırsızın gücünü önemsemiyor. Open Subtitles الفتاة تؤمن بقوة البشر.. لكنها لاتؤمن بقوة اللص أوه،لَو أنها فقط تؤمن به
    Hangi Tanrıya inanıyorsun bilmiyorum ama-- ...siz bir avuç hasta orospu çocuğusunuz. Open Subtitles لا أعلم أي أله تؤمن به إلا أنكم حفنه من المعتوهين
    Heyecan verici bir adamın, sanatına inandığı bir sanatçının sevgilisiydi. Open Subtitles كانت حبيبة رجل مثير للاهتمام فنان كانت تؤمن به
    Eğer aldatırsan, inandığın bir kuralı çiğnemiş olursun. Open Subtitles لأنّك لو فعلتَ، فستكون قد خرقت قانوناً تؤمن به
    İnandığın şeyin peşinden gitmelisin, ve ben de öyle. Open Subtitles لقد فهمت انت يجب ان تتبع ما تؤمن به وانا كذلك
    Shawn, inandığın şeye katılmadığı için senden ayrıldı. Open Subtitles شون لم يعد بجانبك لانه لا يتفق مع ما تؤمن به
    Ben asla inandığın şeylerden taviz vermeni veya vazgeçmeni istemem. Open Subtitles أنا لن أطلب أبدا ابدا بأن تقوم بشيء يخالف ماتؤمن به أو أضفط عليك بأن تخالف مما تؤمن به
    Sana ve inandığın şeylere yürekten bağlı koca bir seçim bölgesi var. Open Subtitles هناك مقاطعة كاملة تعتمد عليك لديك رؤية واضحة لما تؤمن به
    Ama bu çok inandığın derin sır aslında yok. Open Subtitles لكن هذا السر الكبير الذي تؤمن به بشده، لا وجود له.
    Bir çok insan inanıyor bir adam 155'te gelecek olabilir. Open Subtitles رجلٌ الذي الكثير من الناس تؤمن به ربما مستقبلا في وزن الـ 155
    Hayır. Bunu yapıyor çünkü buna inanıyor. Open Subtitles لا ، هي تفعل ذلك لأنها تؤمن به
    Peki inanıyor musun? Open Subtitles و أنت تؤمن به ؟
    Gerçekte neye inanıyorsun? Open Subtitles ما الذي تؤمن به حقا؟
    Sen hangisine inanıyorsun? Open Subtitles ما الذي تؤمن به ؟
    Hatalı olduğunu biliyor, ama inandığı şey yüzünden kurşunların önüne atlamakta tereddüt etmez asla. Open Subtitles لديها مساؤها، لكنها لن تتردد بتلقي رصاصة من أجل شيء تؤمن به
    Ben buna inanıyorum, sen inanmasan bile. Aynı zamanda, yaşıyorum. Open Subtitles .أنا أؤمن بهذا، حتى إن كنتَ لا تؤمن به .وهذا لا يمنعني من العيش
    İnandığını söylemek nefret ise şayet, suçu kabul ediyorum. Open Subtitles حسناً، إن كان السبب الكراهية لتـقـف إلى جانب ما تؤمن به فـأقول بإني مذنب
    Bundan sonrası tanrıya kalmış. Ya da sen neye inanıyorsan ona. Open Subtitles الباقي يكمن بمعية الرب أو أياً كان ما تؤمن به
    Ve bazen inandığınız hedefe giden yol çok çetin oluyor. Open Subtitles وأحيانًا، أنت تعلم الشيءُ الذي تؤمن به يكون الجزء الأصعب
    Sonra fark ettim ki Tanrı'dan nefret edebilmek için bile inanmak zorundasın. Open Subtitles ثم أدركت شيئاً لا يمكن أن تغضب من الرب و لا تؤمن به في نفس الوقت
    Yani tüm bunları inanmıyor musun? Open Subtitles لذلك أنت لا تؤمن به على الإطلاق؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more