| Uyuşturucu satıcısı olabilirim ama zimmetine para geçiren biri değilim. | Open Subtitles | ربما أكون تاجرة مخدرات لكنني لستُ مختلسة |
| Evet, Uyuşturucu işi için. Annen bir uyuşturucu satıcısı. | Open Subtitles | نعم ، إنها في عمل خاص بالمخدرات أمك تاجرة مخدرات |
| Arkadaşınız bir uyuşturucu satıcısı. Diğer bir deyişle pisliğin teki. | Open Subtitles | أجل، حسناً، صديقتك تاجرة مخدرات، يعني حثالة |
| Bir dakika. Yani, o uyuşturucu satıcısını evimizde mi bırakacaksınız? | Open Subtitles | إذاً، ستُبقون تاجرة مخدّرات في منزلنا؟ |
| Kadın uyuşturucu satıcısıydı. | Open Subtitles | مرحباً . لقد كانت تاجرة مخدرات |
| Muhtemelen eski karımın uyuşturucu satıcısı olmasından dolayıdır. | Open Subtitles | ربما لأن زوجتي السابقة تحولت إلى تاجرة مخدرات |
| İki yetişkin oğlu olan uyuşturucu satıcısı sekretersin sen. | Open Subtitles | أنت سكرتيرة و تاجرة المخدرات و لديك ابناء راشدون |
| Bunu şehir merkezinden bir antik satıcısı getirdi. | Open Subtitles | تاجرة قطعة عتيقة في وسط المدينة جاءت بهذا. |
| Sanırım bu senin bir uyuşturucu satıcısı olmanla yüzleşmekten daha kolay ve bu, hayatındaki güzel her şeyi mahvediyor. | Open Subtitles | أتعرفين؟ أظن ذلك أسهل من مواجهة حقيقة أنك تاجرة مخدرات |
| Tabii bilmiyordu ki Boston'ın en büyük kristal meth satıcısı ve Jorge'nin patronu sizdiniz. | Open Subtitles | هو لم يكن يعرف أنك أيضاً أكبر تاجرة لمخدر الكريستال ميث في بوسطن و رئيسه خورخي |
| Belki sen de bir psikopat eroin satıcısı tarafından çorapla dövülürsün. | Open Subtitles | ربما سيتم ضربكِ للموت على يد تاجرة هيروين |
| Seni uyuşturucu satıcısı sanmıyoruz ama bölge araştırmamız diyor ki bu paket kesinlikle eroin. | Open Subtitles | لم تفعلي شيئاً خاطيء. نحنُ لا نعتقد أنكِ تاجرة مخدرات. ولكن الاختبار الميداني |
| - Uyuşturucu satıcısı değilsindir herhalde, değil mi? | Open Subtitles | لا يصدف بأن تكونين تاجرة مخدرات، أليس كذلك؟ ليس بعد الآن، لا |
| Konu, dün sorduğunuz kadınla mı ilgili, şu uyuşturucusu satıcısı olanla? | Open Subtitles | هل هذا حول المرآه التى كنت تسأل عنها البارحه,تاجرة المخدرات؟ |
| Paçayı ele vermiş bir uyuşturucu satıcısı olmak utanç verici olsa gerek. | Open Subtitles | أن تكوني تاجرة مخدرات ويتمالقبضعليكِوكل ... هذا سيكون محرج جداَ لكِ |
| Dayakçı uyuşturucu satıcısı öyle dedi diye mi? | Open Subtitles | لأنّ تاجرة المخدّرات طلبت مني ذلك؟ |
| Sonra bir de uyuşturucu satıcısı olduğun ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | حيث كانت مهنتي و أتضح أنكِ تاجرة مخدرات |
| Uyuşturucu satıcısı ben olayım. | Open Subtitles | حسناً . سأكون أنا تاجرة المخدرات |
| Uyuşturucu satıcısını ve onun varisini ortadan kaldırmak için yarışma ya da... | Open Subtitles | المنافسة التي تقتل تاجرة المخدرات |
| Fok satıcısıydı. | Open Subtitles | إنها تاجرة في حيوانات الفقمة |
| Sen paravan şirketi olan bir ot satıcısısın. | Open Subtitles | لستِ منظّفة منازل أيضاً. أنتِ تاجرة ماريجوانا لديها تغطية. |
| Kısacası, kusura bakma ama bir eroin taciri olsan sana daha fazla saygı duyardım. | Open Subtitles | ولؤمًا وتدمر تحضرنا. ما أقوله, مع كل الإحترام الممكن, أنني كنتُ لأحترمك أكثر إن كنت تاجرة للهيروين. |
| Sen benim sarkık götüme kurban ol, torbacı. | Open Subtitles | حسنا , يمكنكِ تقبيل مؤخرتي , تاجرة المخدرات |
| İşte bunu yüksek sesle söyledim. Ben lanet olası bir uyuşturucu satıcısıyım. | Open Subtitles | سأقوله بصوت عالي أنا تاجرة مخدرات |