"تاهيتي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Haiti
        
    • Tahiti'
        
    • Tahitililer'
        
    • Tahitili
        
    Pek çoğumuz kontrol edemeyeceğimiz savaş, terörizm, Haiti'deki trajik deprem gibi şeylerden endişe duyarız. TED معظمنا يقلق من أشياء لا يمكننا التحكم فيها مثل الحروب و الإرهاب مثل الزلزال المأسوي الذي هزَّ تاهيتي.
    José Dolores ve Toussaint L'Ouverture gibi insanlar belki bir durumu ateşlemek için gereklidirler; ama sonra, örneğin Haiti'de olduğu gibi, çok tehlikeli olurlar. Open Subtitles رجالا مثل خوسيه دولوريس و توسانت لاأوفرتور ربما ضروريون لاشعال الوضع لكن بعد ذلك, سيصبحون خطرين للغاية كما حدث في تاهيتي على سبيل المثال
    Birkaç hafta önce, eşi Natasha'ya vermek istediği Tahiti incisi hakkında karar vermeye çalışan bir meslektaşımla birlikteydim. TED قبل بضعة اسابيع، كنت مع أحد زملائي الذي كان يحاول أن يقرر أي لؤلؤة من تاهيتي يريد أن يهديها لزوجته الرائعة ناتاشا.
    Bu Tahiti Bronzu. Bu yaralar için en iyisidir. Open Subtitles إنه لون تاهيتي برونزي إنه يعمل بشكل جيد على هذه الجروح
    Tahitililer'i izlemek, dalgayı izlemek gibidir. Open Subtitles عندما تشاهد تاهيتي انها مثل مشاهدة الموجة
    Ruj görüyorum siyah saçlı Tahitili güzel bir kadın şelalenin altında duruyor üstünde sadece bir tanga var, sırtından sular süzülüyor. Open Subtitles أرى أحمر شفاه على شّعر اسود لملكة جمال من تاهيتي واقفة تحت شلال لا تلبس سوى حزام على خصرها
    Beyrut, Panama ve Haiti'de görev yapmış. Open Subtitles "قام بجولاتِ عسكريّة في "بيرويت"،"بانما" و "تاهيتي".
    Beyrut, Panama ve Haiti'de görev yapmış. Open Subtitles "قام بجولاتِ عسكريّة في "بيرويت"،"بانما" و "تاهيتي".
    Mitchell'inkilerle aynı seriden olan bu banknotlar Haiti, Port au Prince'da bir bankada görüldü. Open Subtitles هذه الأوراق المالية من نفس سلسلة (ميتشيل) تم فحصها حالاً في بنك (بورت أو برينس) ، في (تاهيتي)
    Greene değil, Medrano. Haiti'de gördüğün adam. Open Subtitles ليس (جرين) ، بل (ميدرانو) الرجل الذي قابلتَه في (تاهيتي)
    - Joseph'in memleketi Haiti'de çok yaygın. Open Subtitles -إنها شائعة في موطن (جوزيف) جزيرة (تاهيتي )
    Telesekreter konuşuyor, Haiti için ya da Demokrat Parti için ya da Alet Emme Günü için yardım topluyoruz. Open Subtitles التسوق عبر الهاتف، "تبرع من أجل (تاهيتي)"، أو الأسبوع الديمقراطي أو الجمهوري اللعنة عليه.
    Bir kulübede yaşayıp, çıplak kadın resimleri yapmak için Tahiti'ye gitmiştir. Open Subtitles انه على الارجح في منتصف الطريق إلى تاهيتي , حيث يعيش في كوخ و يرسم العراة.
    Endonezya, Avustralya, Tahiti, her yerde sörf yaparsın. Open Subtitles تركبين الأمواج في الهند ، أستراليا تاهيتي
    Büyük dalgalardan hoşlanır... ve Tahiti'de, soldan dalga alan Teahupoo'da birinci oldu. Open Subtitles لقد اعتلت موجات كبيرة وحصلت على المرتبة الأولى في تيهوبو وانطلاقة اخرى أعسر في تاهيتي
    Tahiti'ye belireceklerine dair endişelenmelerine gerek yok. Open Subtitles من أن ينتقل طفلها إلى تاهيتي عندما يرسلوهم للمنزل
    Tahiti'ye gidip başkasıyla evlendiğini düşündüm. Open Subtitles إعتقدت انكِ هربتِ إلى تاهيتي وتزوجتي عليّ
    Vanilya taneleri Tahiti'den getirilmektedir. Open Subtitles إنّ فاصولياءَ الفانيلا طائِرة في مِنْ تاهيتي.
    Tahitililer'i ne zaman görsem şaşırırdım. Open Subtitles لقد كنت في حيرة في كل مرة أرى تاهيتي
    Tahitililer'in şarkıları geliyor. Open Subtitles تسمع غناء تاهيتي
    Dürüst olmak gerekirse ilk aklıma gelen bir şelalenin altında duran Tahitili bir hatun oldu. Open Subtitles لكي تكون صادق بشكل مثالي أول شيء فكّرت فيه هو بجميلة من تاهيتي تسْتِحْم تحت شلال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more