"تبرئتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • beraat
        
    • suçsuz
        
    • temize
        
    • aklandı
        
    Kendini korumaysa zaten beraat edecektir. Open Subtitles وإذا كان دفاعاً عن النفس، سوف يتمّ تبرئتها
    Kendini korumaysa zaten beraat edecektir. Open Subtitles وإذا كان دفاعاً عن النفس، سوف يتمّ تبرئتها
    Olay sırasında ikisi de uykudaymış. O da beraat etmiş. Open Subtitles و كلاهما كانوا نائمين في ذلك الوقت و أيضا تمت تبرئتها
    Anladığım kadarıyla, oylama "suçsuz" dan yana gidiyormuş. Open Subtitles لقد فهمت أن التصويت كان يميل إلى تبرئتها
    Evet, bazen farklı oyların birinden diğerine döndüğünü görüyoruz, ama oyların tamamının saatler içinde "suçsuz"dan "suçlu"ya dönmesi biraz garip geldi. Open Subtitles نعم, نحن نرى أحيانًا إنقسام في الأصوات بطريقة أو بأخرى, لكن أن يكون هنالك تحوّل كامل من تبرئتها إلى إدانتها
    Onu temize çıkaracak tek şey, anıları. Open Subtitles وذاكرتها هي الشئ الوحيد القادر على تبرئتها
    Melek Mezhebi, üyelerinin intiharı konusundaki davadan aklandı. Open Subtitles طقوس عبادة الملائكة تم تبرئتها في حادث انتحار أعضائها
    Olay sırasında ikisi de uykudaymış. O da beraat etmiş. Open Subtitles و كلاهما كانوا نائمين في ذلك الوقت و أيضا تمت تبرئتها
    Ve o adamı kovmasını izlemek çok tatmin edici olsa da beraat etme şansını azaltabilir. Open Subtitles فيُمكن أن يقلِّل من فُرَص تبرئتها. حسنًا، إنّها تقدَّم مِن قِبَل نفس الرجل الذي أوقع بها.
    - beraat etmişti, değil mi? Open Subtitles لقد تمت تبرئتها. اليس كذلك؟ نعم ..
    GÖRGÜ ŞAHİTLERİ TANIKLIK YAPMAKTAN KORKTUKLARI İÇİN MAYIS 1990'DA beraat ETTİ. Open Subtitles "{\fad(500,500)}{\pos(190,190)}" و لإن الشهود كانوا خائفين من الإدلاء بشهادتهم " تم تبرئتها في مايو عام 1990 "
    Jana West bütün suçlamalardan tamamiyle beraat etmiştir ve geçici olarak şirketin yeni C.E.O' su olmuştur. Open Subtitles "قائدة العمليات (جانا ويست) قد تمّت تبرئتها من جميع التهم" "وعُيّنت كرئيسة تنفيذيّة مؤقتة لذلك القسم"
    Bir jüri tarafından beraat ettirildi. Open Subtitles -تمّ تبرئتها -بواسطة هيئة محلفين
    Onu suçsuz çıkarabilecek tek adamın nerede olduğu hakkında bir ipucu buldum... Open Subtitles لقد وجدت دليلا في مكان ما لرجل بإمكانه تبرئتها
    Kaynaklar Reese'in suçsuz olduğu ve bulunduğu yer ile ilgili şüphe götürmeyen bir bahanesi olduğunu söylüyor. Open Subtitles (المصادر تؤكد أن (ريس تم تبرئتها ولديها حجة غياب قوية
    Sonra temize çıkacak ve hapisten çıktığı gibi ölen kızın sahnedeki dansını yapacak. Open Subtitles ثم يتم تبرئتها وتخرج من السجن لترقص دور الفتاة المقتولة على المسرح
    Adını temize çıkarmak için hâlâ çok geç değil. Open Subtitles لا يزال ليس متأخراً جداً على تبرئتها.
    - Sonunda aklandı. Open Subtitles لقد تمت تبرئتها مؤخرا
    - O aklandı. Open Subtitles لقد تم تبرئتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more