"تتجادلان" - Translation from Arabic to Turkish

• tartıştığınızı
• tartışıyordunuz
• tartışırken
• kavga ettiğinizi
• tartıştınız
• tartışıyormuşsunuz

Çünkü geçen sabah tartıştığınızı gören bir tanığım var.
لأنّ لديّ شاهد عيان الذين شاهدكما تتجادلان صباح الأمس

Eve geldiğimde, babamla tartıştığınızı gördüm.
أتيت إلى البيت لأراكَ أنت و أبي ، تتجادلان.

O sırada siz ikiniz hâlâ son Dramamine'i kim içecek diye tartışıyordunuz.
بينمت كنتما أنتما الإثنان تتجادلان حول اخر رقعة دراماماين

Bir konuda bana doğruyu söyleyip söylememeniz gerektiğini tartışıyordunuz ve ne olduğunu bilmek istiyorum.
لقد كنتما تتجادلان عما إذا كان يجدر بكما أو لا تُخبراني الحقيقة بشأن أمر ما و أود أن أعلمَ ما هذا الأمر؟

- "Hayır" diyorsun ama ikinizin orada tartışırken ki fotoğraflarınız var.
هل ستقول لا بينما لدي صورة لكما انتم الاثنين تتجادلان هنا ؟

Sonunda babamla senin neden bu kadar kavga ettiğinizi anladım.
أتعلم، عرفت أخيراً لماذا أنت و أبي كنتما تتجادلان كثيراً

Geçen gece yemekte ikiniz ne konuda tartıştınız?
ما الذي كنتما تتجادلان حوله في العشاء بتلك الليلة؟

Son görüldüğünüzde tartışıyormuşsunuz.
نعم, حسناً, آخر مرة كنتما معاً كنتما تتجادلان

Herkes ikinizin bütün akşam tartıştığınızı söylüyor.
الجميع يقولون أنهم سمعوا أصواتكما أنتما الاثنان تتجادلان طوال الليل

Camdan tartıştığınızı gördüm.
رايتكما تتجادلان عبر النافذة.

Siz ve Bay Cross'un dün tartıştığınızı kabul ediyorsunuz?
تعترف أنك و السيد (كروس كنتما تتجادلان بالأمس؟

Bak, para hakkında tartıştığınızı duydum.
-أنصت، سمعت بأنّكما تتجادلان بشأن المال

O gece biz gelmeden önce kulüpte Laurel Harrison'la ne tartışıyordunuz?
تتجادلان بشأنه في النادي قبل قدومنا إليكن؟ لا أتذكر

Aslında neyi tartışıyordunuz?
ما الذي كنتما تتجادلان حوله حقاً؟

Yani, Thorne'un çalışmasını taklit ediyordun. Bu nedenle tartışıyordunuz.
كنت تزوّر عمل (ثورن) إذاً لهذا السبب كنتما تتجادلان

Babamla tartışıyordunuz.
أنتَ و أبي كنتما تتجادلان.

Bu sabah siz tartışırken başıboş bırakılacağımızı anlamıştım.
بالطريقة التي كنتما تتجادلان فيها هذا الصباح، توقعتُ أننا سنُخالف القانون منذ مضي ساعات.

Bir tetikçi tuttun. Hibbing'in ölmesini istedin. Sizi tartışırken gördüm.
لقد أستأجرتى قاتل مأجور لقتل (هيبينغ) ، رأيتكما تتجادلان

Siz Danny ile tartışırken gizlice son teklif ben yazdım.
عندما كنتَ انتَ و (داني) تتجادلان تسللتُ وقمتُ بالمزايدة

Yaşadığımız yer hakkında kavga ettiğinizi duydum. Annem ayrılmak istedi.
سمعتكما تتجادلان بشأن مكان عيشنا- أمي أرادت الرحيل

- kavga ettiğinizi görmek istemiyorum. - Kavga mı?
-أنا فقط أكره رؤيتكم تتجادلان يا رفاق

Ne sebeple tartıştınız?
{\pos(190,200)} عن أي شيء كنتما تتجادلان بشأنه ؟

Evet polis merkezindeki memur ile konuştum baskı yaptığını duymadığını söyledi ama sen ve Gemma Joshua diye biriyle ilgili tartışıyormuşsunuz.
أجل، لقد تحدثت للتو مع موظفة الإستقبال في المخفر 27 ولم تسمع أيّ شيء يخص العصبية لكنها قالت أنكِ و (جيما) كنتما (تتجادلان بشأن رجل يدعى (جوشوا