Yıldızlar eğer dairesel hareket ediyorsa bu mükemmelliklerini bizimle neden paylaşmıyorlar? | Open Subtitles | دمار إذا كانت النّجوم تتحرّك في دائرة، لمَ يشاطرون كمالهم معنا؟ |
Sürekli hareket etmiyorlarsa sonunda onları bu komşu oyuklardan birinde buluyoruz. | Open Subtitles | سنجدها في نهاية المطاف بإحدى هذه الأودية المتاخمة مالم تزَل تتحرّك |
Bu kadar yakın bir yörüngedeki gaz devinin anlamı, bu canavarlar hareket edebiliyor. | Open Subtitles | العملاق الغازي الذي يدور بهذا القُرب يعني أن بوسع تلك العمالقة أن تتحرّك |
Bir dahaki sefere geçmiş araştırması yaparsın. Şimdi sus ve Kıpırdama. | Open Subtitles | بالمرّة المقبلة افحص خلفيّة البيانات، الآن اصمت ولا تتحرّك. |
Oradan Kımıldama ve ödevini yap. Yoksa sana sert bir tokat atarım...! | Open Subtitles | لا تتحرّك من هنا وأكتب واجبك وإلا ســأصفعك بشـــدّة! |
Annemin suratına soğuk su döktüm. Yılbaşı geldiğinde hâlâ hareket etmiyordu. | Open Subtitles | رميتُ ماءً باردةً بوجه امّي، يوم رأس السّنة، ومازالت لم تتحرّك. |
Hiçbir demokrasi böyle hızlı hareket etmez. Sorumu tekrar soruyorum. | Open Subtitles | لا بيروقراطيّة تتحرّك بهذه السرعة العالية، فدعيني أعيد صياغة السّؤال. |
Mach konisi zemine ulaştığı noktada bir hiperbol oluşturur ve ileri doğru hareket ettikçe patlama halısı denen bir iz bırakır. | TED | عندما يلتقي مخروط ماخ بالأرض فإنّه يشكّل قطعًا زائدًا، مخلفًا أثراً يعرف بسجادة الدويّ عندما تتحرّك للأمام. |
Lanet elimin hareket ettiğini gördün mü, görmedin mi? | Open Subtitles | أمي، هل رأيتِ يدي اللعينة تتحرّك أم أنكِ لم تريها؟ |
Hızlandırılmış olarak üzerinde hareket ettiğimiz yapay bir zaman tüneli. | Open Subtitles | أي إنحناء وقت، حيث مسألة تتحرّك خلال الوقت في نسبة معجّلة. |
Belki kısa bir süre için başka biri olmak başka birinin içine girmek değişik düşünüp, değişik hareket etmek değişik hissetmek. | Open Subtitles | ربما هى فكرة أن تصبح شخص آخر لفترة قليلة. أن تكون داخل الجلد الآخر... تفكر بشكل مختلف , تتحرّك بشكل مختلف... |
Sadece bir sürü cismin, Güneş'in ve yörüngelerin etrafında hareket eden küçük gezegenlerin olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | وهى تقول هناك الكثير من الأجسام ،كواكب صغيرة تتحرّك فى مدارات حول الشمس |
Ağızlarımız hareket etmiyor ama ne düşündüğümüzü duyabiliyoruz. | Open Subtitles | أفواهنا لا تتحرّك لكنّنا يمكننا أن نسمع ما نفكر به |
Bir saniye şurada dur. Bir yere Kıpırdama. | Open Subtitles | أبقي هنا تمامًا لثانية , لا تتحرّك |
DEA, pislik! Kıpırdama yoksa beynini havaya uçururum, serseri! | Open Subtitles | يا شرير، لا تتحرّك يا مخادع أو سأنسفك |
Sakın Kıpırdama. Yanıma yaklaşma. - Bunu bırakmak istemedim. | Open Subtitles | أبقى هناك و لا تتحرّك لا تقترب مني |
Doktor, bir dakika bekle. Doktor, Kımıldama. | Open Subtitles | دكتور، إنتظر دقيقة، لا تتحرّك. |
Bana bir iyilik yap ve buradan Kımıldama! Burada kal! | Open Subtitles | إصنع معي معروفاً ولا تتحرّك من مكانك |
Ellerin yanda açık olsun! Bacaklarını ayır ve Kımıldama! | Open Subtitles | يديكَ على الجانبين باعد بين ساقيكَ ولا تتحرّك! |
Koridorda arkamızda kal ve ben söylemedikçe de hareket etme. | Open Subtitles | إبقَ خلفنا في الردهة، ولا تتحرّك ما لم آمرك |
Gri hamle yapana kadar, harekete geçme. | Open Subtitles | لكن لا تتحرّك حتى ذلك الرمادي يتحرك |
Orada dur ve anlaşmayı yırtmak dışında tek bir harekette bulunma. Sonra cadı senindir. | Open Subtitles | لذا قف مكانك ولا تتحرّك سوى لتمزيق ذلك العقد وحينها تحصل على الساحرة |
Sıralamayı kendim ayarladım. Tır bensiz hiçbir yere gitmiyor yani. | Open Subtitles | وضعت المتتالية بنفسي لذا لن تتحرّك هذه العربة مِنْ دوني |
KımıIdama dedim sana! | Open Subtitles | لا بأس - قلت لا تتحرّك أيـّها الوغد - ! لا بأس ! |
Şimdi ağustosun sonları ve yağmurlar hala kuzeye ilerliyor. | Open Subtitles | إنها أواخر أغسطس، ومازالت تتحرّك الأمطار شمالاً آخذة الأعشاب والثياتل |