Ondan kaçmayı bırak. Şüpheli davranıyorsun. Şüpheli insanların yatacak yeri yoktur. | Open Subtitles | كفّ عن تجنّبه، إنّك تتصرّف على نحوٍ مبهم، والمبهمون يتم استقصائهم. |
Uçlarda davranıyorsun, zor nefes alıyorsun ve uyuşturucu pişirme kaşığı takıyorsun. | Open Subtitles | أنت تتصرّف بإنتشاء، أنت تستنشق إكراهياً، وأنت ترتدي ملعقة خاصّة بالكوكايين. |
Hergün etrafta dolaşan şu gerizekâlılar gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | تتصرّف أكثر كهؤلاء الحمقى الذين تتسكع معهم كلّ يوم. |
Yağmur azaldığında şempanzeler, ekibin daha önce görmediği bir şekilde davranıyor. | Open Subtitles | عندما ينحسر المطر تتصرّف الشمبانزي بطريقة لم يرها الطاقم من قبل |
Bizim farkına varamayacağımız bir şekilde hareket eden uzaylı güçleri var. | Open Subtitles | هناك قوات فضائية تتصرّف بطرق لا نستطيع ادراكها. |
Hayır, bunu ben istemişim gibi davranma. Buna kendin sebep oldun. | Open Subtitles | لا، لا تتصرّف وكأنّي أردتُ هذا، قد جلبتَ هذا على نفسكَ |
- Kafan karışmış gibi davranıyorsun ama ne düşündüğünün tamamen farkındasın. | Open Subtitles | انت تتصرّف و كأنك محتار لكنك تعلم بالضبط ما الذي تفكِّر به. |
Sanki tek satıcı bizmiş gibi davranıyorsun, ama değiliz. | Open Subtitles | وأنت تتصرّف كما لو كان لدينا منتجاً غير مرن، ولا نملك هذا |
Hayatta her çeşit b.k mevcut. Neden bir çocuk gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | الحياة مليئة بالهراءات، لمَ تتصرّف كالطفل؟ |
Seni de aramıza alacaktım, ama salak gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | كنتُ سأعطي لك حصّة لكنّك تتصرّف بغباء الآن |
Sen bugün biraz alıngan davranıyorsun. | Open Subtitles | فأنت كنتَ تتصرّف تصرّف حادّ الطباع نوعًا ما |
Hayır, seni daima cezalandırırdı sen de koşarak bana şikayet etmeye gelirdin yani sen de değişik davranıyorsun. | Open Subtitles | لا، لطالما أدّبتك ولطالما هرعتَ إليّ كي تشتكي لذا فأنت تتصرّف بطريقةٍ مختلفةٍ أيضاً |
Sanki adalet umurunda değilmiş gibi davranıyorsun ben de ona gerçeği anlattım. | Open Subtitles | تتصرّف وكأنّك لا تهتمّ بالعدالة. لذلك أخبرتها بالحقيقة. |
Eski karım, bazen öyle bir davranıyor ki, bazen öyle işler yapıyor ki... | Open Subtitles | زوجتي السابقة تتصرّف أحياناً وتتعامل مع الأمور بطريقة.. |
Tüm bu Kuklacı davası başladığndan beri garip davranıyor. Hepsi raporumda yazılı. | Open Subtitles | إنّها تتصرّف بغرابة منذ أن بدأت قضيّة سيّد الدمية هذه، لقد كتبت كلّ هذا في تقريري. |
Bu başarıdaki pay konusunda aptalca davranıyor. - Duygusallaşıyor. | Open Subtitles | تتصرّف بسخافةٍ حول فضلها على التجربة، وتتأثّر بسرعة |
Yani kahraman gibi hareket edemediğin için mi küçük düştün? | Open Subtitles | إذن ، شعرتَ بالإذلال لأنّكَ لم تتصرّف كبطل؟ |
Tanrım. Haydi, kurbanmış gibi davranma, evlat. Kaldır kafanı. | Open Subtitles | رباه، لا تتصرّف كأنّك ضحية يا بني، ارفـع رأسك. |
Baba, götün teki akıllıymış gibi davranıyordu, hepsi bu. | Open Subtitles | ابي، بعض الهزّة كانت تتصرّف مثل رجل حكيمهذا كل شيء |
Yani, Bazı insanların yanında farklı mı oluyorsun? Yani benim. | Open Subtitles | أعني،هل تتصرّف بشكل مختلف نحو بعض الناس؟ |
Barton, beni dinle. Hiçbir şey olmamış gibi davranmalısın. | Open Subtitles | أنصت إليّ، يجب أن تتصرّف وكأن شيئا لم يكن. |
Daha iyisini, fazlasını yapma, verme, daha çok sevme şansı. | Open Subtitles | أن تتصرّف بشكل أفضل وتعمل بجهد أكبر، أن تمنح أكثر وتحبّ بشكل أكبر. |
Her şeyi yapabilecek güce sahipsin... ama artık harekete geçmelisin. | Open Subtitles | أنت لديك القوة لتجعل أي شئ يحدث لكن يجب أن تتصرّف الآن |
Ama şimdi, Karın Deşen Jack gibi davrandığını kabul ediyorsunuz. | Open Subtitles | لكنّك ستقبل الفكرة التي تتصرّف في بين كلّ طريق مثل جاك الذي ريبير. |
Ama pek de tuzağa düşmüş bir adam gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | ولكنّك لا تتصرّف كالرجل الذي تمّ تلفيق التهمة له. |
Daha önce hiç çıplak bir kadın görmemiş gibisin. | Open Subtitles | تتصرّف كما أنك ما رأيت أبداّ إمرأة عارية. |
Dün gece sen de garip davranıyordun çünkü "amatörler gecesi" hakkında sen de hiçbir şey söylemedin. | Open Subtitles | كنت تتصرّف بشكل مختلف البارحة أيضاً, لأنك تذكر أية شيء عن ليلة أداء الزبائن أيضاً. |