"تتصل بها" - Translation from Arabic to Turkish

• onu arayıp
• onu aramanı
• onu aramalısın
• onu aramıyorsun
• Onu arama
• Onu aramak
• Onu araman
• aramadığını
• onu aramadı
• 'nu aramanı
• onu aramadın
• arıyorsun

Günde 20 kez onu arayıp... evinin yolunun üstünde uyuyor olma gerçeğin hiçbir şey yapmamak için miydi?
حقيقة أنّك تتصل بها 20 مرّة في اليوم ونومكَ في طريقها ليس له علاقة حيال ذلك؟

Neyse, telesekreterime mesaj bırakmış. onu aramanı istiyor.
بأي حال، لقد تركت رسالة على آلتي، تريد منك أن تتصل بها

Eğer ikimiz de bu işten canlı çıkarsak onu aramalısın.
انت وأنا يجب ان نقوم بهذا وأنت يجب ان تتصل بها

İnanılmaz öykülerle o ilgilenir. Neden onu aramıyorsun?
هي تكتب عن الأشياء التي ليس لها تفسير، لمََ لا تتصل بها ؟

"Onu arama" arıyor. Bakmak ister misin?
"لا تتصل بها" يتصل بك أتريد أن تستقبل المكالمة؟

Belki endişelenir diye Onu aramak istersin.
ربما تريد أن تتصل بها لتستأذن إذا كنت تريد أن تحك قدمك بدلا من الحفلة

Onu araman lazım.
يجب أن تتصل بها

Onu niye aramadığını düşünüyorum biliyor musun?
لذا تعرف لماذا أعتقد لما لم تتصل بها. ؟ .

- Şey, Bette hala onu aramadı.
-بيت) لم تتصل بها بعد)

-Bu sefer O'nu aramanı istiyorum.
-أُريدُك أن تتصل بها هذه المرة

- Haydi, ama. Uyuyamadığım zaman yemek yapınca rahatlarım. - Niye onu aramadın ki?
الطبخ يساعدني عندما لا أستطيع النوم إذًا لماذا لا تتصل بها ؟

Çünkü sen onu arayıp gerçek bir ülke ismi vermedin.
لأنك لم تتصل بها لتعطيها اسم دولة حقيقية

Ama eğer okuyorsa, ya da okumuyorsa bile belki de onu arayıp haberleri vermelisin.
لكن في حالة أنها تقرأ أو لم تقرأ ما كُتب لربما يجب أن تتصل بها , وتضعها في الحدث

Pekâlâ, şimdi onu arayıp sevgililer günü için dışarı davet etmelisin.
الآن سوف تتصل بها تدعوها للخروج بيوم عيد الحب

Charlotte onu aramanı söyledi. Harika görünüyordu.
قال لك تشارلو تان تتصل بها تبدو رائعة جداً

Ve annen gitmeden önce onu aramanı istiyor
وأمك تريدُك ان تتصل بها قبل ان تذهب

Onu görmeni istemiyorum. onu aramanı da istemiyorum.
لا أريدك أن تراها ولا تتصل بها

Sen ve ben bu işten canlı çıkarsak, onu aramalısın.
انت وأنا يجب ان نقوم بهذا وأنت يجب ان تتصل بها

Belki onu aramalısın.. bu senin yükün.
حسنا، ربما يجب أن تتصل بها قد يكون الأمر مهما

- Evet. - Neden onu aramıyorsun?
نعم لماذا لا تتصل بها ؟

Lütfen Onu arama.
من فضلك لا تتصل بها أنا أتوسَّل إليك

Onu aramak ona temizlenme fırsatı verir.
تتصل بها لتعطيها فرصة لتنظيف المكان

Onu araman gerek.
تحتاج إلى أن تتصل بها.

Hiç aramadığını söylüyor.
تقول أنك لم تتصل بها

-O'nu aramanı isterim.
-أتمني أن تتصل بها

Gelmeden önce onu aramadın mı yani? Evet.
تعني أنّك لم تتصل بها قبل المجيء؟

- Selam. Bir kadını arıyor. - Mary Jane'i mi arıyorsun?
إذا كانت أمرأة من تتصل بها إذن فتقل