"تتطلع" - Translation from Arabic to Turkish

    • sabırsızlanıyor
        
    • iple
        
    • arıyor
        
    • örnek
        
    • can
        
    • bakıyor
        
    • bekliyor
        
    • bakıyorsun
        
    • bekliyordu
        
    • peşinde
        
    • bekliyordun
        
    • sabırsızlanıyordu
        
    • saygı
        
    • planlıyor
        
    Bill Cody'ye katılmak için sabırsızlanıyor olmalısınız. Open Subtitles يبدو ان تتطلع للانضمام الي بيل كودي مرة اخرى
    Hadi gel, bunu görmeni istiyorum, böylece neyi iple çekeceğini anlayabilirsin. Open Subtitles تعال، أريدك أن ترى هذا لكي تعرف ما تتطلع إليه
    Ev işlerinde yardımcı olacağı birini arıyor. Open Subtitles أنها تتطلع لمساعدة شخص ما في أعمال المنزل.
    Kendine örnek alabileceğin anne babanın sorunlu olduğunun farkındayım tamam mı? Open Subtitles أنا أدرك أنّك لم تحظى بقدوة تتطلع إليها ، حسنٌ ؟
    Ama beni seviyor, sevdiğini biliyorum ve benimle evlenmek için can attığına tamamen inanıyorum; Open Subtitles ولكن على الرغم من أنّها تحبّني، أعرف أنّها تحبّني، وأؤمن حقًا أنّها تتطلع إلى الزواج منّي،
    Haydi ama, ben bir avukatım, o bir memur. Gözümün içine bakıyor. Open Subtitles هوني عليك ، فأنا محامي وهي مجرد حاجبة تتطلع إلى
    Şey, biliyorum ki seni cinsel anlamda tatmin edemiyorum, bu yüzden merak ediyorum ki, benimle birlikte olmayı gerçekten dört gözle bekliyor musun. Open Subtitles حسناً، لمعرفتي أنني لا أشبعك جنسياً كنت أتساءل إن كنت تتطلع لممارسته معي
    Bu rüzgarlı havada nereye bakıyorsun? Open Subtitles الى اين انت تتطلع ناظراً الى السماء ؟
    Annen de bunu sabırsızlıkla bekliyordu. Open Subtitles كانت أمك تتطلع لتلك المقابلة كثيراً و أنا أيضاً
    Rosa'nın annesi sabırsızlanıyor. Open Subtitles أن أم روزا تتطلع إلى هذا اليوم
    Bu akşamki hindi ziyafetine sabırsızlanıyor musun? Open Subtitles هل تتطلع الى -احتفال الديك الرومي هذه الليلة ؟
    Eee, Chester... Önümüzdeki yelken derslerini iple çekiyor musun? Tempon çok iyiydi. Open Subtitles لذا هل تتطلع الي خطوتك التالية في دروس الابحار انت تتقدم بخطي واسعة
    Ayrıca, elmalı bir çörek insanın iple çekeceği bir şey değil mi? Open Subtitles ..إلى جانب, فطيرة باليوم شيءٌ تتطلع له؟ الجميع يحتاج ذلك
    New Directions, refakatçi arıyor. Open Subtitles [" وجهات جديدة "] [ تتطلع لمرافق ، وقع في الأسفل ]
    Caleb, kendi gibi olan birini arıyor. Open Subtitles ولكن أنتِ ليس كذلك "كاليب" تتطلع الى "كاليب"
    Beni örnek alan insanların yolladığı mektubu okur muydun? Open Subtitles أعني هل يمكنك قراءة مجموعة خطابات من ناس تتطلع إلى؟
    Kardeşim bu bataklıkta süründüğümüzü görmek için can atıyor. Open Subtitles فشقيقتي تتطلع لرؤيتنا نعاني في هذا المستنقع
    Geleceğine bakıyor ve bu onu sıkıyor. Open Subtitles إنّها تتطلع إلى مستقبلها البالغ وهذا يدفعها للنوم
    Sadece doğum gününü bekliyor. Open Subtitles إنّها تتطلع قدماً لعيد ميلادها، ليس أمراً كبيراً.
    Neye bakıyorsun sen? Open Subtitles ما الذى تتطلع اليه ؟
    Annen de bunu sabırsızlıkla bekliyordu. Open Subtitles كانت أمك تتطلع لتلك المقابلة كثيراً و أنا أيضاً
    Her üniversite basketbol için onun peşinde ama o deniz biyoloğu olmak istiyor. Open Subtitles كل الجامعات تتطلع إليه من اجل كرة السلة، لكنه يريد أن يصبح عالم أحياء بحرية
    Belki bir tepki bekliyordun, herhangi bir tepki poponu oksatmaktan daha büyük bir sey. Open Subtitles ..ربما كنت تتطلع لرد ما رد فعل ما أكثر من مجرد علاقة سطحية
    Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyordu ama görüntü meselesine çok takıldığımız için böyle bir yere uyum sağlaması konusunda kendisine olan güvenini kırdım. Open Subtitles كانت تتطلع للقائك، لكن لأننا تورطنا في أمرٍ أحمق، جعلتها تشعر بعدم الأمان من التناسب مع مكانٍ كهذا
    saygı duyduğun birini methetmek gerçekten çok zor çünkü Tom harika biriydi. Open Subtitles إنه من الصعب أن تمدح شخصاً تتطلع إليه لأن توم كان رائعاً
    Bela yola çıkıyor Doğu Tarafının Üstünü kaltağı yapmayı planlıyor. Open Subtitles وهي تتطلع لتقلب الجزء الشرقي الأعلى رأسا على عقب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more