deneyleri bir süreliğine işe yaramış ama on yıl sonunda ekipmanlar bozulmaya başlamış. | Open Subtitles | لقد عملت تجاربه لفترة، لكن بعد عشرة سنوات. التقنية الحيوية بدأت في الفشل. |
deneyleri vitalizminkiler gibi geçersiz sayılmasına rağmen, bu teori popüler kültüre kadar devamlılığını sürdürmüştür. | TED | رغم أن تجاربه قد فقدت مصداقيتها مثل باقي تجارب النظرية الحيوية، فإن آثار نظريته لازالت موجودة في الثقافة الشعبية. |
Nişanımızı açıkladığımız gün bana deneylerinden söz etti. | Open Subtitles | اليوم الذي أعلنا به خطبتنا أخبرني عن تجاربه |
Onu rahatsız edersen deneylerini yapamaz. | Open Subtitles | ،إن قمتِ بإزعاجه فلن يتمكن من إجراء تجاربه |
Televizyona çıkıp büyük bir basın toplantısında bütün dünyaya... babasının deneylerinin insanlık için büyük önem taşıdığını... hayvanların kullanılmasının kesinlikle gerekli olduğunu anladığını... ve bundan böyle Jeffrey Goines olarak küçük hayvanların... acı çekmemesi için laboratuarları bizzat denetleyeceğini açıkladı. | Open Subtitles | ماذا تعنى بذلك لقد ظهر على التلفاز في مؤتمر صحفى واخبر العالم انه ادرك مدى جدوى والده في تجاربه للبشريه |
Yani onun hayat tecrübesinin çoğu, başkalarının tecrübelerine dayanır. | Open Subtitles | أكثر تجاربه في الحياة هي تجارب الأخرين |
Başlangıçta, bazı deneyleri unut vericiymiş, ama sonra her şey kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | فى الواقع ، بعض تجاربه المعملية كانت واعدة لكن الأشياء خرجت عن السيطرة |
Başlangıçta, bazı deneyleri unut vericiymiş, ama sonra her şey kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | فى الواقع ، بعض تجاربه المعملية كانت واعدة لكن الأشياء خرجت عن السيطرة |
Eskiden bizim olan diyelim. Onu kaçık deneyleri için kullanamaz. | Open Subtitles | بالأحرى تقنيتنا سابقًا لإجراء تجاربه العمليّة الملتوية. |
Henry emekli olduktan sonra deneylerinden beni haberdar ediyordu. | Open Subtitles | بعدما تقاعد هنري أبقاني على علم بمستجدات تجاربه |
En meşhur deneylerinden biri kalpten geçen kanın hacminin hesaplanmasıydı. | Open Subtitles | واحدة من أشهر تجاربه ،هي حساب حجم الدم الذي يمر بالقلب |
Önerisi yüzünden fena halde aşağılandı, çalışması berbat edildi, deneylerinden uzaklaştırıldı. | Open Subtitles | وعندما أهين اكتشافه وعمله هجر تجاربه ومعمله |
Tesla'nın sıklıkla "Ölüm Işını" olarak adlandırılan elektrik gücünün radyo aktarımı üzerine yaptığı deneylerini tamamladığı ve noksansız hâle getirdiği bildirildi. | Open Subtitles | تيسلا كان قد ذاع عنه انه اتقن تجاربه علي بث الطاقه الكهربيه والمعروف بشعاع الموت |
...deneysel gözlemle hep doğrulatır, diğer insanlar onları tekrarlayabilsin ve fikirlerini onaylayabilsin diye deneylerini çok detaylı olarak açıklar. | Open Subtitles | ويصف تجاربه وصفاً دقيقاً لكي يعيد الآخرون إجراءها ويؤكّدون نظرياته |
Gelişmiş, çok gelişmiş Zeta-Işını teknolojisiyle ilgili kendi deneylerini yürütüyordu. | Open Subtitles | كان يجري تجاربه بنفسه , في تحسن , تحسن كبير . تكنولوجيا شعاع زيتا |
deneylerinin kobayları Wraith iletişimlerini duyabiliyorlarmış. | Open Subtitles | فأران تجاربه كانوا يستطيعون سماع اتصالات الرايث. |
Demek deneylerinin elektrikle ilgisi yoktu. | Open Subtitles | إذاً تجاربه لم تكتشف شيئاً بخصوص الكهرباء |
Tolkien günümüz dünyasındaki kendi tecrübelerine ek olarak antik dünyaya ait en sevdiği hikâyelerden de faydalanmıştır. | Open Subtitles | فإن (تولكين) استلهم من تجاربه بالعالم الحديث بالإضافة إلى قصصه التي يفضلها من العالم الغابر |
Ve yetenekleri olan insanlar üzerinde Lex'in deney yapmasını engelleyebilecek olan da benim. | Open Subtitles | و ايقاف من اجراء تجاربه على الناس ذوى القدرات الخاصة |
Jackson düşünce deneyini öne sürmesinden yıllar sonra, kendi fikrini değiştirdi. | TED | بعد مرور سنوات من أقتراحه، جاكسون راجع فعلا موقفه فى معتقدات تجاربه |
Ordu Titan deneylerinde korkunç bir hata yaptı ve felâketle sonuçlandı. | Open Subtitles | الجيش فشل في تجاربه على العمالقة وصنع مصيبة |
Sen onun deneklerinden biriydin değil mi? | Open Subtitles | أنت كنت أحد تجاربه , صحيح؟ |
Tesla yılmadan, kablosuz güç üzerine gerçekleştirdiği deneylerine 6 ay daha devam etti. | Open Subtitles | بأعصاب هادئه اكمل تيسلا تجاربه لست اشهر اخري |
Sizin anlayacağınız, burada yaptığı deneyler onu, geliştirdiği bazı tohum türlerinden... kaliteli ürün almasının mümkün olduğuna inandırmıştı. | Open Subtitles | كما ترى، تجاربه ... قادته للإيمان ... بأنها من الممكن تحقيق النمو الناجح هنا سلالات جديدة معينة من الفاكهة هو من طورها |