Eğer onu görmezden gelirsen, eğer onunla ilgilenmezsen neler yapabileceğini sana gösterdi. | Open Subtitles | أظهرت لك كمية الضرر التي يمكن لها أن تحققه إن تجاهلتها إن لم تهتم بها |
Ben kızına bir kez ihanet ettim, sense hayatın boyunca onu görmezden geldin. | Open Subtitles | أنا خنت ابنتك مرة وأنت تجاهلتها طوال حياتك |
Güçler ayrılığını bir yere koydum, ardından onları görmezden geldim. | Open Subtitles | وضعت هذه الضوابط و الموازيين أمامي،ثم تجاهلتها |
Ama ben hiç aldırmadım bile, çünkü yalnızca asla bir fotoğraf gibi çizemeyeceğimi düşünüyordum. | Open Subtitles | لكنّي تجاهلتها لأن جلّ ما أفكّر فيه أني لن أستطيع الرسم كالصورة الفوتوغرافية أبدًا. |
Ben aldırmadım. | Open Subtitles | أنا فقط تجاهلتها. |
Benim başıma gelen ve senin görmezden geldiğin bu şeyin bu hale gelmeme neden olduğunu. | Open Subtitles | قال أن الأشياء التي حدثت لي ، التي تجاهلتها هي سبب ما أنا عليه الآن |
görmezden gelirsen, kaçmaya çalışırsan, bırakmaya çalışırsan, onlar seni öldürür. | Open Subtitles | ماذا لو تجاهلتها فقط ؟ تتجاهلين مهمة تحاولين الهرب تحاولين الخروج سوف يقتلونك |
Aslına bakarsanız çok uzun süre görmezden geldim bunu. Ama artık bu konunun icabına bakacağım. | Open Subtitles | حقيقة قد تجاهلتها لفترة طويلة، والآن سأفعل شيء حيالها |
Hiç kimse bu protestoların ne kadar önemli olduğunu bilmiyordu, çünkü bir sebepten dolayı dünya medyası protestoları büyük ölçüde görmezden geldi. | TED | ولم يعلم أحد في الحقيقة كم كانت مهمة هذه الاحتجاجات، لأنه، وبغض النظر عن الأسباب، وسائل الإعلام العالمية تجاهلتها بشكل كبير. |
Öyle ya, tamamen görmezden geldiğim apaçık talimatlar vardı. | Open Subtitles | كانت هناك بعض التعليمات التى تجاهلتها |
Sana gönderdiğim halde belli ki görmezden geldiğin blog. | Open Subtitles | التي ارسلتها لكِ وانت تجاهلتها |
Ve kendimi de içinde tuttu. Ve ne yapmak görmezden olduğunu. | Open Subtitles | ثم حشرتها بعمق جداً ثم تجاهلتها تماماً |