"تجتمع" - Translation from Arabic to Turkish

    • araya
        
    • toplanıyor
        
    • toplanır
        
    • birleştiği
        
    • buluştuğu
        
    • buluşuyorsun
        
    • bir arada
        
    • toplanmak
        
    • buluşuyor
        
    • görüşüyordu
        
    Ama iki makinenin bir araya gelmesi o noktada yıkımların şiddetini arttırmaz mı? Open Subtitles ولكن عندما تجتمع الآلتين معاً، ألن يزيد ذلك من كثافة الأحداث بهذا المكان؟
    Sadece üremek için bir araya gelirler. Hepimiz yapması gerektiği gibi. Open Subtitles لا تجتمع معاً إلا لتتكاثر وهذا ما علينا الكفاح من أجله
    - Ama 5 yıldır ilk kez bütün ailem Chicago'da toplanıyor. Open Subtitles ولكن عائلتي تجتمع للمرة الاولى منذ خمس سنوات
    Demek cemaatim kilisede olmadığı zamanlar burada toplanıyor. Open Subtitles إذن هنا تجتمع رعيّتي حين لا تكون في الكنيسة
    Yağmur sonrası koloni toplanır, yuvalarını genişletmek için ıslak toprağı kullanırlar. TED باستخدام السُّم. بعد هطول الأمطار، تجتمع المستعمرة معًا، وتستخدم تربة مبللة لتوسيع خليتها.
    Geçitlerin birleştiği yere geçici karargah kuracağım. Open Subtitles سأجعل مقر القيادة حيث تجتمع الثلاثة وديان.
    Resiflerin derin sularla buluştuğu noktada dipten gelen akıntılar besinleri yüzeye taşır. Open Subtitles الشعاب المرجانيه حيث تجتمع المياه العميقه تحمل تيارات المواد المغذّية إلى السطح.
    Neden eski sevgilinin eski üvey annesiyle buluşuyorsun ki? Open Subtitles -قلت نفس الشيء لمَ عساك تجتمع بالزوجة السابقة لأب عشقيتك السابقة؟
    …bu sorumluluk için bir araya gelebilirler mi? Kesinlikle. TED هل يمكن للقطاع الخاص والمنشآت غير الحكومية أن تجتمع وتستجيب
    Geceleri bir araya toplanıp doğada en muazzam şeylerden birini oluşturuyorlar. Buna sığırcıkların dansı deniyor. TED و في الليل، تجتمع هذه الطيور وتقوم بصنع واحد من أكثر الأشياء المدهشة في الطبيعة كلها، وهو يسمى بالهمهمة.
    Bu, kuruluşların bir araya gelerek yiyecekleri kutladığı ve yiyeceklerle yapılacak en iyi şeyin onları yemek olduğunu ve ziyan etmeyi bırakmak gerektiğini göstermesidir. TED إنها وسيلة للمنظمات من أجل أن تجتمع معاً لتقدّر الطعام، لتقول أن أفضل ما يمكن فعله بالطعام هو تناوله والاستمتاع به، والتوقف عن تبديده.
    Hala noktalamanın parçalı doğasından hoşlanıyorum, o küçük noktaların bir bütünlük oluşturmak için bir araya gelişlerini görmek... TED إلى الآن ، ما زلت أستمتع بتجزء الفن التنقيطي رؤية هذه النقاط الصغيرة تجتمع معاً لتوحّد هذا الكيان.
    Ayrıca, şu sıralar aldığımız güvenilir istihbaratlara göre Antwerp ve Boulogne'de filoları Hollanda'da da bir orduları toplanıyor. Open Subtitles والآن نحن نستمع لتقارير مختصة عن أساطيل تجتمع في انتويرب وبولونيا وبجيش من هولندا
    Genel kurul yarın toplanıyor, o yüzden bir maymun kiralamam gerekti. Open Subtitles الجمعيه العموميه تجتمع بالغد لذا لزمني أن أستأجر قرداً
    Tozlar bir araya toplanıyor tıpkı güneş sisteminin erken zamanlarındaki gibi. Open Subtitles تجتمع الحبّات معًا مثل باكورة النظام الشمسي
    Binlerce, birbine serbestçe bağlanmış bu küçük parçalar bir arada toplanıyor ve nihayet asıl soruyu sorabiliriz, bir ya da iki yüz yıl sonrasına kadar insanlığın nasıl evrimleşmesini istiyoruz? TED الاف القطع الصغيرة هذه المتصلة ببعضها البعض بشكل ضعيف تجتمع معًا، وحان الوقت لنسأل بعضنا هذا السؤال، كيف نريد تطوير الإنسان في القرن أو الاثنين القادمين ؟
    Biri öldükten sonra yaşlı kadınlar toplanır ve en dokunaklı, en güzel ağıtları yakarlar. Open Subtitles بعد الموت، تجتمع النساء العجزة سوياً ويغنون أكثر أغاني الرثاء شاعرية وجمال
    Mumbai bütün nehirlerin birleştiği bir okyanus. Open Subtitles مومباي كالمحيط الذي تجتمع كل الانهار فيه
    Yenilik Merkezi'ne, teknolojinin tarih öncesiyle buluştuğu yere hoş geldiniz. Open Subtitles مرحباً بكم في مركز الإبتكار، حيث تجتمع التكنولوجياً بعصور ما قبل التاريخ.
    O zaman neden benimle buluşuyorsun? Open Subtitles إذن لماذا تجتمع معي؟
    Farklı türden kuşların bir arada hareket ettiklerini hiç duymadım. Open Subtitles انا لم أشهد ابدا ان جميع الانواع المختلفه تجتمع معا
    Dünyanın derinlerinde mikroplar -- yada okyanusun derinliklerinde, günümüzde olduğu gibi volkanik deliklerin etrafında toplanmak -- bu yıkıcı darbelerden kurtulabilmek için en iyi şans olmalıydı. Open Subtitles الأحياء الدقيقة داخل الأرض أو داخل المحيط كتلك التي تجتمع اليوم بالقرب من الشقوق البركانية
    Dürüstlük Sigortasındakiler cesedin bulunduğu halk eğitim merkezinde mi buluşuyor? Open Subtitles إن جماعة سياسة الصدق تجتمع في نفس المركز الإجتماعي حيث وجِدَت الرفاة؟
    Joy, duruşmasının tarihi yaklaştıkça geriye kalan birkaç pürüzü halletmek için sağır avukatının... yardımcısıyla görüşüyordu. Open Subtitles "(بإقتراب موعد محاكمة (جوي" كانت تجتمع مع مساعد محاميتها حتى" "يراجعا بعض الأشياء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more