| Yüksek irtifa meteoroloji uçağı değildi bir casus uçaktı tüm bunları biliyoruz ve Birleşik Devletler'den bir özür bekliyoruz. | Open Subtitles | وإنها ليست طائرة بحثية ،لإستطلاع الطقس ولكنها كانت طائرة تجسس ونحن نعلم كل ذلك وطالب باعتذار من الولايات المتحدة |
| Şuna bir göz at. XF-11, bir casus uçağı. Her santimini ben tasarladım. | Open Subtitles | ألق نظرة ، طائرة تجسس اف اكس 11 صمّمت كلّ بوصة منها بنفسي |
| Şimdi bu kulağa biraz gerilimli casus filmi veya John Grisham romanı entrikası gibi gelebilir. | TED | يبدو هذا حالياً وكأنه حَبكة من فيلم تجسس مثير أو رواية لجون غريشام. |
| Bize son 7 yıldaki tüm suç ortaklarının bulunduğu kapsamlı bir liste hazırlayıp dinleme cihazı takmayı kabul edecek. | Open Subtitles | تعاون كامل و تدينا قايمة شاملة بكل اللي شارك في الجرايم في اخر 7 سنين وتوافق تلبس جهاز تجسس |
| Tüm savaş boyunca Amerika'da Japon halkını içeren tek bir Casusluk veya sabotaj olayı haber edilmedi. Çeviri: FunMP3 22/02/2012 | Open Subtitles | طوال فترة الحرب لم تسجل المخابرات الأمريكية ولا حالة تجسس أو تخريب واحدة من اي شخص أمريكي من أصل ياباني |
| Nasıl harika bir ajan çift olunacağını gösterecektiniz. | Open Subtitles | لقد كنت من المفترض ان تأتي الى هنا وتعلمنا تعلمنا كيف نكون ثتائي تجسس عظيم |
| Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi. | TED | لم تكن هذه محض قضية تجسس رجالٍ على نساء. |
| casus bir trol teknesinin tam üstünden geçtim. | Open Subtitles | إلتقيت لتوى بسفينة تجسس مررت فوقها تماماً |
| Ve yüzlerce casus uydu bize bakıyor. Bu gizlidir. | Open Subtitles | لديهم أكثر من مائة قمر تجسس صناعى يراقبنا. |
| Radar altında uçabilen uzaktan kumandalı bir casus uçak tasarladı. | Open Subtitles | طائرة تجسس بدون طيار وغير مُكتشفه من الردار |
| Annem lambalara casus kamera koymuştur. | Open Subtitles | من المحتمل ان والدتي ركّبت كامرات تجسس بداخل ركائِز المصابيح. |
| Bu Hill in laptopuna sızacak yeni bir casus yazılım. | Open Subtitles | انه برنامج تجسس جديد يجب ان تضعيه على كمبيوتر هيل المحمول |
| Bilgisayarıma casus yazılımı yüklemeye çalışan kişi herhangi bişey elde etmiş olabilirmi? | Open Subtitles | هل يمكنك التعامل مع الامر اذا شخص قام بتحميل برنامج تجسس على جهازي ؟ |
| Hala casus olabileceğimi söylüyorum. | Open Subtitles | لا أزال أقول أني استطيع ان اكون عميل تجسس |
| Rusyalı arkadaşlarımıza göre o kod, aslında NSA'nın casus uydularını korumak için tasarlanmış. | Open Subtitles | وفقاً لصديق روسي، الأنظمة كانت لحماية اقمار تجسس للمخابرات الأمريكية |
| Evin çeşitli yerlerine gizlenmş kamera ya da dinleme cihazları hayır, muhtemelen ikisi birden olabilir. | Open Subtitles | هناك احتمال أن يكون هناك آلات تجسس أو كاميرات مراقبة لا ، من المحتمل كلاهما قد تركبت في بيتي |
| Böyle bir dinleme cihazını hiçbir güvenlik tespit edemez. | Open Subtitles | أداة تجسس مثل هذه يمكن أن تتجاوز بروتوكولات نظام الحماية. |
| Yasadışı Casusluk, işkence, Amerikan halkını gelir kaynağı haline getirme. | Open Subtitles | تجسس غير قانوني ، تعذيب تسييل الأموال من الشعب الأميركي |
| Buraya CIA'in ajan oyunlarına yardım etmeye gelmedik. | Open Subtitles | لسنا هنا لنلعب ألعاب تجسس وكالة الإستخبارات |
| Gelmiş geçmiş en büyük atom casusluğu ağı keşfedildi. | Open Subtitles | وكشفت آخر التطورات عن شبكة تجسس دولية على الشئون المتعلقة بالذرة |
| Bu gece 27 numaralı iskelede gizli bir numara çevriliyor. | Open Subtitles | إنهم يقومون بعملية تجسس خاصة تجري في المرفأ 27 |
| - O zaman, gözetleme yok. | Open Subtitles | حسنا اعتقد ان ذلك سيقودني الي انت تعلم، لا تجسس |
| Aslına bakarsan bizi gözetliyor. | Open Subtitles | في الواقع ، تجسس |
| Siber casusluktan ABD teknolojisini ve roket firmalarını hacklediklerinden sorumlu tutuluyorlar. | Open Subtitles | انهم يشتبهون فى عمليه تجسس الكترونى وعمليه قرصنه على نطاق واسع للتكنولوجيه الأمريكيه و شركات الطيران |
| Tapınak casusu benim hayatımı oldukça zorlaştırabilir. | Open Subtitles | المعبد تجسس يمكن أن تجعل حياتي غير مريحة للغاية. |