Tabi şimdilik seviyorsun ama biraz bekle. | Open Subtitles | نعم تحبّها الآن، لكن فقط إنتظر |
Tabi şimdilik seviyorsun ama biraz bekle. | Open Subtitles | نعم تحبّها الآن، لكن فقط إنتظر |
sevdiğin kadınla evlenmek üzere olan adamı her gün kurtarmıyorsun sonuçta. | Open Subtitles | أنت لا تنقذ كل يوم الرجل الذي سيتزوج المرأة التي تحبّها |
Baba, büyük ihtimalle sevdiğin kadını başka bir adamla evlendireceksin. | Open Subtitles | أبي، أنتَ ترافق إمرأة ربّما تحبّها في الممر لتتزوج رجل آخر |
Annenle oyun oynamak için motorsikleti kullanıyor, çünkü senin onu sevdiğini biliyor. | Open Subtitles | إنّه يأخذ من الدراجة النارية ستاراً للتلاعب بأمكَ، لأنّه يعلم أنّكَ تحبّها. |
Şunu hızlandırabilir miyiz? O seni seviyor, o da seni seviyor. | Open Subtitles | أيمكننا الأسراع فى ذلك هي تحبّكَ ، أنتَ تحبّها. |
Gerçi onu gerçekten seviyorsan kesinlikle bir şansın olur. | Open Subtitles | ..إذا كنت تحبّها حقاً ستكون لديك فرصة لا محالة.. |
aşık olduğunuz karının omzuna kafanızı koyacaksınız böyle... | Open Subtitles | تذهب إلى المرأة التي تحبّها وتسند رأسك علي كتفها |
Kolyeli bir kız var. Onu seviyorsun. | Open Subtitles | ثمة فتاة تملك قلادة، و أنت تحبّها. |
Aferin. Onu gerçekten seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أحسنت، أنت تحبّها فعلاً أليس كذلك؟ |
Onu seviyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحبّها, اليس كذلك؟ |
Baba, büyük ihtimalle sevdiğin kadını başka bir adamla evlendireceksin. | Open Subtitles | أعني، أنتَ سترافق المرأة التي ربّما تحبّها في الممر لتتزوّج رجل آخر |
Hisse senedi dolaplarına bu yüzden düştün. sevdiğin karını bu yüzden aldattın. | Open Subtitles | ،لهذا أنتَ منغمس مع هؤلاء المحتالين ولهذا خدعتَ الزوجة التي تحبّها |
Yedi yıldır sevdiğin kız benim ve o gece hayatımı kurtaran sendin. | Open Subtitles | أنا البنت التي كنت تحبّها لسبع سنوات وتلك الليلة أنت الذي أنقذت حياتي |
Onu sevmediğin halde oan onu sevdiğini söylemeye devam edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الاستمرار في إخبارها بأنّك تحبّها وأنت لا تحبّها |
Bence onu kazanmak istiyorsan, onu sevdiğini söylemelisin. | Open Subtitles | حسنا، لو أردتها بأن تعود لك .. أعني ، إخبرها فقط بأنك تحبّها |
Kendisi krep seviyor ama midesi sevmiyor. | Open Subtitles | عقله يحبّ الكعك لكن معدته لا تحبّها |
Bayan Nevada zor seviyor. | Open Subtitles | الآنسة نيفادا تحبّها بشدّة. |
Eğer, cidden onu seviyorsan, buna bir son verirsin. | Open Subtitles | وإذا أنت حقاً تحبّها ستضع حداً لهذا الأن |
Onu gerçekten seviyorsan hiç tereddüt etme hiç düşünme. | Open Subtitles | اسمع، لاتترد إن كنت تحبّها حقًا، لاتفكر بالأمر. اتّبع مايمليه عليك قلبك، تزوجها. |
aşık olduğun kadını elinde tutmak da benim yapamadığım bir şey. | Open Subtitles | التمسّك بالإمرأة التي تحبّها هوعندماسقطتوأناصغير . |
Bir komşu kızı varsa muhtemelen onu tek taraflı olarak seversin. | Open Subtitles | إذا كانت هناك فتاة مجاورة لربّما تحبّها بشكل غير متبادل. |
Bana Tanrı'nın huzurunda babanın ve herkesin önünde, onu sevmediğini söyle. | Open Subtitles | أريدك أن تُخبرني أمام الربّ و أمام أبيك و أمام الجميع هنا، أنّك لا تحبّها |
Sen onu seviyorsun! Ondan hoşlanıyorsun! | Open Subtitles | أنت تحبّها تحبّها |
Çocukken çok severdin. Sadece hatırlamıyorsun. | Open Subtitles | كنت تحبّها في صغرك، أنت نسيت فقط. |
Vampirliğin ona göre olmadığı için mi yoksa vampir olunca onu sevemeyeceğin için mi yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | تريد الترياق لأنّها مصّاصة دماء ولأنّها ليست مهيّئة لتكون كذلك؟ أم أنّكَ لا يمكنكَ أن تحبّها إذا ظلّت مصّاصة دماء؟ |