"تحتَّم" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • zorunda
        
    • olmam
        
    Başka biri olmam gerekiyordu. Başka bir şey olmam. Open Subtitles "لذا تحتَّم عليّ تغيير شخصيّتي، تحتَّم عليّ تغيير كياني"
    Başka biri olmam gerekiyordu. Başka bir şey olmam gerekiyordu. Open Subtitles "لذا تحتَّم عليّ تغيير شخصيّتي، تحتَّم عليّ تغيير كياني"
    Ama eskiden yaptıklarım yeterli değildi. Başka biri olmam gerekiyordu. Open Subtitles "لكن نهجي القديم لم يكفِ، لذا تحتَّم أن أتغيَّر"
    O sana birini bulmak için uzun ve zor bakmak zorunda kaldı. Open Subtitles تحتَّم أن يبحث طويلًا بجهد شاق ليجد أحدكم.
    Aklıma gelen şeylerden biri buydu, bu yüzden gitmek zorunda kaldım. Open Subtitles تلك إحدى الأمور التي جذبتني، ولذلك تحتَّم علي الرحيل
    Ve sanırım mahalle baskısı yüzünden evlendim ama sonunda gerçekte olduğum kişiye karşı dürüst olmam gerekti. Open Subtitles أظنني تزوجت بسبب الضغوط الاجتماعية, لكن, في نهاية المطاف, تحتَّم علي أن أكون على سجيَّتي.
    Ama eskiden yaptıklarım yeterli değildi. Başka biri olmam gerekiyordu. Open Subtitles "لكن نهجي القديم لم يكفِ، لذا تحتَّم أن أتغيَّر"
    Denememiz gerekiyordu! Open Subtitles تحتّم أن نحاول، تحتَّم ذلك.
    Başka bir şeye dönüşmem gerekiyordu. Green Arrow olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتّم أن أغيّر كينونتي، تحتَّم غُدوّي (السهم الأخضر)"
    Canavarı Lily'nin hayatına geri döndürmesine engel olmam gerekiyordu. Open Subtitles تحتَّم عليّ منعه من إعادة وحش لحياة (ليلي).
    Sadece tekrar binmek için birlikte damon olması gerekiyordu. Open Subtitles تحتَّم أن تصحب (دايمُن) في الرحلة ثانيةً.
    Başka bir şey olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتَّم غدوّي كيانًا آخر"
    Başka bir şey olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتَّم غدوّي كيانًا آخر"
    Green Arrow olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتَّم غدوّي (السهم الأخضر)"
    Green Arrow olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتَّم غدوّي (السهم الأخضر)"
    Green Arrow olmam gerekiyordu. Open Subtitles "تحتَّم غدوّي (السهم الأخضر)"
    Kanıt odasındaki bir elemanla konuşmak zorunda kaldım ama tezgah yaptım ve ben ceketleri değiştirirken o bir odada kilitli kaldı. Open Subtitles تحتَّم أن أخاطب شابًا في وحدة الأدلّة، لكني دبّرت احتجازه في المخزن ريثما بدّلتهما.
    Virüs Projesi bir sonraki NZT hapımı alana kadar beklemek zorunda ve iştirak etmem gereken ufak bir kişisel meselem de vardı. Open Subtitles "تحتَّم تأجيل مشروع التجسس حتى القرص التالي" "وكان ثمّة مسألة شخصية يتعيّن الاعتناء بها."
    Şimdi telefonlarımı neden açmadığın anlaşıldı. O kız da bizimle gelmek zorunda mıydı? Open Subtitles {\pos(190,230)} الآن فهمت لما لمْ تجِب مهاتفاتي، هل تحتَّم مجيئها معنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more