Çünkü çıkan sorunlar bitmek bilmiyor sonra. Gayet zor duruyor. | Open Subtitles | ـ ستواجه سلسلة شائكة من المشاكل ـ هذا يبدو تحديًا |
Bu yüzden onlara zor bir görev veriyorum: yeni açılan bir restoran için bir fikir yaratmak. | TED | لذلك أعطيتهم تحديًا: أن يبتكروا فكرة لمطعم جديد تمامًا. |
Fakat daha sonra amiri tarafından daha zorlu bir meydan okuma ile karşılaştı. | Open Subtitles | ،ولكنه بعد ذلك واجه تحديًا آخر من سيده نفسه |
Evet, mahkûmlar için bir hikâye seçme, okuma ve kaydetme süreci çok zorlayıcı olabilir. | TED | حسنًا، عملية اختيار القصص وسردها وتسجيلها من الممكن أن تصبح تحديًا للسجناء. |
zorlukla ve sıkıntı ile karşılaştığımızda, stres hepimizin yaşadığı bir duygudur. | TED | التوتر هو إحساس نختبره عندما نواجه تحديًا ما أو يرهقنا شيء ما. |
Bu durum temel iletişimi zorlu bir durum haline getirebilir. | TED | وهذا ما يجعل من التواصل الأساسي تحديًا. |
Babanın sözleri... bir uyarı değil,. meydan okumaydı. | Open Subtitles | كلمات أبيك لم تكُن تحذيرًا، بل كانت تحديًا. |
Bu egzersizi özellikle imkansız olmadan zor olacak şekilde tasarladık, aslında form seviyemizi yükselten diğer pek çok egzersiz gibi. | TED | صممنا هذا التمرين خصيصًا ليكون تحديًا متوسطًا، لكن ليس مستحيلًا، كمعظم التمارين التي تُحَسِن لياقتنا البدنية. |
Endişemiz şu ki, Yapay zeka yapabilmek gerçekten zor. | TED | وهنا يكمن القلق: حيث إن جعل الذكاء الصناعي ذكاءً فائقًا يمثل تحديًا صعبًا للغاية. |
Bu oldukça zor, çünkü artık robot ağlarını düşünmek zorundasınız. | TED | وهذا كان تحديًا كبيرًا لأنك الآن يجب أن تفكر في شبكات من الربوتات |
Kazıda zor bir görevimiz var: Saha genelde böyle görünüyor. | TED | لذلك، نحن نواحهه تحديًا أثناء الحفر: في كثير من الأحيان تبدو هكذا. |
Bunu gerçekten kabul etmek için bence hepsi de şu an çok zor olan üç şeyi yapmalıyız. | TED | ومن أجل تقبلها حقًا، أعتقدُ أننا نحتاجُ إلى ثلاثة أمور: يشكلُ كلٌ منها تحديًا في الوقت الحالي. |
Sanatçı olarak hayat sürdürmenin zor olacağını düşünüyorlardı. | TED | اعتقدوا بأنه سيكون من الصعب أن أنجح كفنان، وأنه سيكون تحديًا. |
Yine de sihir olmadan bunu yapmak meydan okuma olarak algılanabilir. | Open Subtitles | فبرغم أنه بلا السحر قد يشكل هذا تحديًا |
Bu tıpkı meydan okuma gibi. | Open Subtitles | كأن الأمر تحديًا |
Onlarla teknoloji faktörünü işe dahil etmek için sanatçı ve yaratıcı kişilerle ve pazarlama uzmanlarıyla çalışıyoruz ki bu yüzden birlikte çalışan daha sağlam ve zorlayıcı aşırılığa sahip olabiliyoruz. | TED | ونعمل معهم لجذب القطاع التقني إلى المائدة، مع الفنانين والمبدعين وخبراء التسويق، ليصبح لدينا شبكة أقوى وأكثر تحديًا للتطرف يعملون معًا. |
Çünkü devlet, özel sigortalardan daha az ödüyor ve bu hastalar daha zorlayıcı olarak görülüyor. | TED | لأن (ميديكيد) تدفع أقل من شركات التأمين الخاصة ولأن مرضى برنامج (ميديكيد) يُعتبرون تحديًا أصعب. |
Bu hastalıkların birçoğunun temeldeki mutasyonu düzelterek organdaki hücrelerin kesiti ile bile tedavi edilebileceği düşünülse de baz düzenleyiciler gibi moleküler makineleri insan hücrelerine sokmak zorlayıcı olabilir. | TED | بينما أعتقد أن العديد من هذه الامراض قابلة للعلاج عن طريق تصحيح الطفرات الكامنة حتى في جزء بسيط للخلايا في عضو ما، توصيل الآلات الجزيئية مثل محرري القواعد في خلايا الكائن البشري يمكنُ أي يمثل تحديًا صعبًا. |
Üzerinde etkimiz veya kontrolümüz olmadığını düşündüğümüz çok büyük bir zorlukla karşılaştığımızda aklımız bizi korumak için küçük bir numara yapabilir. | TED | عندما نواجه تحديًا هائلًا ونشعر أننا لا حيلة أو سيطرة عليه، يقوم عقلنا بخدعة صغيرة ليحمينا. |
İsimde ve yönetimde değişiklikler oldu ve bunların hepsi birer meydan okumaydı. | Open Subtitles | من تغيير الاسم، لتغيير القيادة... وكله كان تحديًا. |